Nurdan DÜVENCİ
Ve Tarih Devam Ediyor | Elsa Morante | Can Yayınları | 732 sf
Elsa Morante, İtalya’nın Nazi Almanya’sının kesin denetimi altına girdiği 1941’den 1947’de yenilgiye uğradığı zamana kadar geçen ve bugün tarih sayfalarında kalan dünyayı anlatıyor. Elsa Morante hem o döneme hem de insanın insana yapabildiklerine ışık tutan, etkileyici bir edebi üslupla, İkinci Dünya Savaşı’nda İtalya’yı okuru cepheye götürmeden, top gümbürtülerine, kanlı siperlere taşımadan, mermi sesleriyle kulakları sağırlaştırmadan yapıyor bunu. Elsa Morante İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru faşistler tarafından arandıkları için eşi yazar Alnerto Moravia ile Roma yakınlarındaki Ciociara bölgesine kaçar ve bu kaçış sürecinde yaşadığı tanık olduğu olaylar romanının esin kaynağı olur. Romanda yer alan değişik ve çok sayıda kişilerle savaşta İtalya’daki toplumsal altüst oluşu ve yıkımı anlamamızı sağlar.
Roman, İtalya’nın küçük bir kasasında doğan, evlendikten sonra Roma’nın işçi mahallelerinden olan San Lorenzo’ya yerleşerek öğretmenlik yapan İduzza (İda) Ramundo’nun yoksul, mütevazı hayatı ekseninde gelişen olayları ele alıyor. Kitapta her bölümün başında yer alan siyasi-askeri gelişmeleri anlatan kronoloji baş döndüren bir hızla değişen dünyayı anlamımız sağlayacak tarihsel arka planı sunuyor.
Dünya ile olan temel ilişkisi (bilerek ya da bilmeyerek) ürkek bir boyun eğmişlikten ibaret olagelen yeni evli İda için örneğin Roma yürüyüşü (30 Ekim 1922), sokaktan gelen bağırış ve silah sesleriyle yerinden sıçramasına neden olsa da sonuçlarını kendi yakın çevresinde hissettmediği rasgele ve önemsiz bir olaydan ibaret kalır. Önce babasının ardından kocasının ölümüyle İda öğretmenlik ve annelik görevlerine sarılarak tek çocuğuyla birlikte hayata tutunmaya çalışır. Aslında hep çocuk kalmış olan İda için olgunluk gerektiren bu işlerin yapılmasının yarattığı zorlamanın tek belirtisi ellerindeki sürekli titreme olur. Çevresinden duyduğu haberler İda’nın içindeki korkuları daha da büyütür. İda’nın annesi Yahudi’dir ve bunu bir sır gibi tüm çevresinden saklayarak kızını korumak için Katolik kilisesinde vaftiz ettirmiştir. Bu aile sırrı, bir gün okul müdüründen bir başka gün San Lorenza sakinlerinden duyduğu haberlerle hayatının bir kabusa dönüşmesine neden olur.
Roma gettosundan haberler
1938’de çıkarılan İtalyan Irk Yasasına göre, Yahudi ırkından sayılan tüm vatandaşların şirketlerin yönetiminden uzaklaştırılması mal ve mülklerine el konulması, her dereceden okula devam haklarının ellerinden alınması ve doğal olarak öğretmenlikten başlayarak tüm memuriyet ve mesleklerden uzaklaştırılması söz konusudur. Ayrıca Anne ya da babası Yahudi olan bir İtalyan vatandaşı 1938’den önce başka bir dini benimsemiş ise Yahudi ırkından sayılmamaktadır. Irk Yasasına göre bu durumunda olanlar nüfus dairesine derhal bildirim yapmak zorundadır. Annesinin öngörüsü sayesinde öğretmenlik yapabileceğini anlayan İda bir sanık gibi utanç içinde ve şaşkın üfus dairesine başvurarak ari bir baba ve Yahudi bir anneden olduğuna dair belgeleri teslim eder. Fakat İda’nın korkuları azalacağına artar. Artık yarımkan olduğunu devlet de bilmektedir ve İtalya’da ari sayılsa bile Almaya’da işlerin başka türlü olduğunu öğrenir. Hitler-Musollini yakınlaşması, İtalya’daki yasaların da bu şekilde değişebileceğini düşündürür ve bu sefer sadece kendisi için değil oğlu Nino içinde endişelenmeye başlar. Önceden uzak durduğu Roma gettosuna sık sık uğramaya başlayan İda sadece İtalya’da değil diğer ülkelerde de Yahudilerin başına gelenleri bölük pörçük, kimi zaman inanılması güç, karmakarışık söylentiler halinde öğrenmeye başlar. Alman Yasalarına göre Yahudilerin bit sayıldığı tümünün temizleneceği, Mihver’in yaklaşan zaferiyle İtalya’nın da Reich toprağı sayılacağı ve aynı yasaların uygulanacağı, vaftiz edilmiş Hristiyanların bile kara listeye alınmamak için dört kuşağa kadar ari kanı taşıdıklarını kanıtlamak zorunda kalacakları kulağına çalınır. Avrupa’nın her yerinde Yahudilerin gizlendiğinden kuşkulanılan evlerin kapılarına, pencerelerine duvarlar örüldüğü sonra içeriye siklon denilen özel gazların sıkıldığından bahsedilmektedir. Ve Polonya’nın kırlarında ormanlarında erkeklerin, kadınların, çocukların ağaç dallarına asılmış sallandığı üstelik bunların sadece Yahudiler değil, Çingeneler, komünistler, Polonyalılar ve savaşçılar olduğu anlatılmaktadır.
İkinci Dünya Savaşı
İda tüm bu «söylentilerin» etkisinde giderek kendi içine gömülürken dünyayı kasıp kavuran olaylar birbiri ardına gelişir. Mussolini-Hitler birliği 1939 yılında Çelik Paktı ile askeri yönden de birleşir. İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte İtalya önceleri pakta karşı neler olacağını kestiremediğinden tarafsız kalır fakat ortağının bir ay içinde tüm Avrupa’yı yutarak Paris’e yaklaşması karşısında zaferden kendi payına düşeni kaçırmamak için 1940 yılının haziran ayında Almanya’nın yanı başında savaşa katılır.
Elsa Morante, Romanın kahramanı İda karakteriyle kişilerin içine doğduğu cins, sınıf, ırk hatta mahallenin, varoluşlarına etkilerini çok yönlü bir biçimde irdelerken aynı zamanda bir toplumun panoramasını da çizer. Almanların işgal ettiği ülkeyi tecavüze uğramış bir kadın bedeniyle simgeleyerek o çöküşü izleyen süreci betimler. Savaş patlak verdikten sonra İda Afrika’ya sevk edilmek üzere o sırada Roma’da bulunan Alman bölüğünden bir askerin tecavüzüne uğrar ve hamile kalır. İda her ne kadar bilerek ya da bilmeyerek bir boyun eğen, ürkek birisi olarak görülse de gündelik hayatta var olabilmek için olağanüstü bir çaba gösterir bu çabanın sonuçları çoğu zaman başarılı olmasa da hiç vazgeçmez. Üstelik en kırılgan olduğu varsayılan kadınlık ve annelik hallerinde bile. Günlük yaşamını ikinci çocuğu G için yiyecek bulma çabası belirler, Roma gettosuna, şehrin varoşlarına gider insanlarla konuşur evine dönerken derlediği haberler savaşın yol açtığı yoksulluk ve dehşeti yansıtır. Romanda İtalya’daki faşist hareketin gelişimi ve direniş hareketi oğlu Nino’nun hayatı aracılığıyla anlatılır.
Morante romanında tarihsel ve toplumsal süreci başarılı bir biçimde anlatmakla beraber insanlığın geleceğine dair iyimser sonuçlar çıkarmaz. İtalya’daki direniş hareketinde inançları ve eylemleri sonuçsuz kalanları ve savaş sonrasında kimi Partizanların fırsatçılıklarını görür ve insanlık için bir kurtuluş umudu kalmadığını savunur. İnsanlık tarihinin en kanlı savaşı olan İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde ardında 60 milyondan fazla ölü bırakmıştır. Olayların baş döndüren bir hızla geliştiği ve dünyanın karanlığa büründüğü bu süreçte soyut bir umut beslemek elbette kolay değil. Ama bu dönemde bile çok zor şartlar altında direniş, mücadele ve dayanışma devam etmiştir. Varşova Gettosundaki direnişçiler yoldaşlarının, arkadaşlarının ve yakınlarının başlarına gelen vahşete tanık olurken kendi başına bir Yahudi mücadelesi değil Nazilere karşı verilen özgürlük mücadelesinin bir parçası olduğunun bilincindeydiler. (Varşova Gettosu Savaşıyor/ Marek Edalman/Z yayınları) “Polonya halkına manifesto” başlıklı bildiriyi yayınladıklarında muhtemelen yenilgiye uğrayacaklarını biliyorlardı ama direnişe devam ettiler. Tarih insanlığa dair umutlu olmamızı sağlayacak başarılı ya da trajik biçimde yenilgiye uğrayan ders çıkarabileceğimiz pek çok deneyimle dolu …. ve tarih devam ediyor ve henüz hesaplaşma bitmedi.
Kronoloji
Romanın geçtiği 1941-1947 dönemi her yıla bir bölüm ayrılarak ve her bölümde siyasi-askeri gelişmelere ilişkin kronolojiyle tarihsel arka plan anlatılmaktadır.
1941
- İtalyanların Yunanistan’ı işgal için gönderdikleri askeri harekat devam ederken Kuzey Afrika’da İngilizlerin saldırısına uğrayarak sömürgelerini terk etmek zorunda kalır.
- Almanların zırhlı birliklerinin desteği ile İtalyan-Alman kuvvetleri Kuzey Afrika’daki sömürgeleri tekrar işgal eder. Almanlar benzer şekilde Yunanistan’da da direniş karşısında zor durumda olan İtalyanları destekler. Yunanistan, İtalya-Alman kuvvetlerinin boyunduruğu altına girer.
- İngilizler Doğu Afrika’da İtalyan sömürge İmparatorluğu’nun üç başkentini (Mogadişu, Asmara, Addis Ababa) işgal Etiyopya’da ise Haile Selasiye yeniden tahta çıkartılır.
- Almanya’nın Rusya’ya karşı ünlü Barbrrossa harekâtına başlaması üzerine İtalya girişime katılma kararı alır.
- Japonya, Fransız sömürgesi olan Çinhindi’yi işgal Yugoslavya’da anti-faşist mücadele başlar.
- Hindu Mahatma Gandi İngiliz İmparatorluğu’na karşı başlattığı pasif direnişe destek çağrısı yapar.
- Rusya’ya karşı başlatılan harekâtın üçüncü ayında üç milyon Rus öldürülür.
- Hitler, Yahudi sorununun nihai çözümü için önceden hazırlanan planı SS’lerin ve Gestapo’nun Başkanı ile buluşarak uygulamaya sokar.
- Pearl Harbour saldırısının ardından ABD ile Japonya’nın da savaşa katılmasıyla savaşan ülke sayısı 43’e yükselir.
1942
- Japonya Pasifik’te ve tüm Uzakdoğu’da ilerleyerek Çin’in büyük bölümünü işgal eder, Hindistan’daki İngiliz İmparatorluğu’nu tehdit etmeye başlar.
- Belsen toplama kampında ölüm odası çalışmaya başlar.
- İngiltere, Almanya’nın başlattığı sivillerin yaşadığı bölgelere dönük alan bombardımanına baş Almanya misilleme saldırısına geçer. ABD “insani” nedenlerle kaşı çıksa da bombardıman uçakları bizzat ABD’de üretilmeye devam eder, savaş endüstrisi son ürünlerini dünya savaşında sınar.
- Almanya Stalingrad’ı kuşatır, Mahatma Gandi’nin tutuklanması üzerine Hindistan’da isyanlar baş
- Kuzey Afrika’da İngiltere tekrar saldırıya geçer ve İtalya-Almanya’yı Trablus’a doğru çekilmeye zorlar.
- Avrupa’da hava bombardımanı şiddetleni Gazetelerin genellikle “bombalarla dövmek” olarak nitelendirdikleri savaş bombardımanlarında siviller ölürken kentler yerle bir olur.
- ABD Chicago Laboratuvarında ilk nükleer reaktörü çalıştırır.
1943
- Rusya’da Don cephesinin çökmesi sonucunda İtalyan savaş birliği askerleri araçsız hedefsiz bir biçimde buzlu bozkırlara dağılarak ölüme terkedili
- Baltık kıyısında 630 bin Leningradlının ölümüyle sonuçlanan kuşatma 17 ay sonra Almanya’nın püs kürtülmesiyle sonuçlanır. Stalingrad’da bir ceset deposu haline dönüşen şehirde yenik düşen Almanlar 2 Şubat günü teslim olur.
- Yugoslavya’daki direniş Yunanistan ve Arnavutluk’a yayılır.
- İtalya’da faşist dönemde ilk kez grevler patlak verir, Torino’da Fiat işçilerinin başlattığı grev Kuzey yöresindeki diğer endüstrilere de sıçrar. Varşova gettosunda direniş başlar.
- ABD donanması Pasifik’te Japonları bozguna uğratır.
- SSCB büyük devletlere güven vermek için dünya devriminden vazgeçtiğini kanıtı olarak Komintern’i dağıtır.
- Mussolini görevden uzaklaştırılır ve yerine Kral’ın desteklediği General Badogllio getirili Müttefikler Sicilya’yı işgal ederken Hitler’in denetimi altında Mussolini’nin başkanlığında Kuzey İtalya faşistler tarafından ele geçirilir.
- Kuzey İtalya’daki Alman işgaline karşı direniş grupları oluşmaya başlar, işçiler yeniden greve çıkarlar.
- Moskova’da SSCB milli marşı olan Enternasyonal’in yerine “Büyük Rusya”yı öven yeni bir marşın getirilmesine karar verilir.
- Berlin şiddetli biçimde bombalanırken üç büyükler (Churchill, Stalin, Roosvelt) Tahran’da buluşur.
1944
- Roma’da bir SS birliğine partizanların düzenlediği saldırı sonucunda 32 SS askerinin ölmesi üzerine Alman Kumandanlığı 335 sivil İtalyan’ı katledip bir çukura atar.
- Alman işgalindeki İtalya’da direniş yayılarak devam eder.
- SSCB ordusu batıya doğru ilerleyerek Çekoslovakya sınırına erişir.
- Fransa’nın kurtarılması için Müttefikler Normandiya çıkarmasını başlatır.
- Doğu cephesinde son bir Alman karşı saldırısının püskürtülmesi üzerine ırmağın karşı tarafında bulunan ve Nazilere karşı ayaklanan Varşova gettosu misilleme olarak yakılıp yıkılarak 300 bin Polonyalı katledilir.
- Hitler on altı ile altmış yaş arasındaki eli ayağı tutan tüm erkeklerin askere alınmasını emreder.
1945
- Almanya’da savaşmayı reddeden kişilerin idamla yargılandığı mahkemeler kurulur.
- Yalta’da üç büyükler (Rusya, Büyük Britanya, ABD) yaklaşan zafer nedeniyle dünyanın gelecekteki görünümünü belirlemek üzere konferans düzenler. Nüfuz alanları, bloklar, haritalar üzerinde tartışılır.
- Rusya Almanya’ya doğru ilerlemeye devam eder.
- İtalya’da Müttefikler Kuzey’e ilerler ve Alman kuvvetleri Milano’yu Partizanlara bırakarak geri çekili Mussolini Partizanlar tarafından idam edilir.
- Berlin Rusya tarafından kuşatılıyor, Yugoslavya’da Partizanlar Nazileri püskürtür.
- Rusya Berlin’e girerken Hitler sığınağında intihar eder.
- İtalya’da altı direniş partisinin katıldığı Parri hükümeti Papalık ve faşistler monarşinin yeniden iktidara getirilmesi için çalışır.
- ABD 6 Ağustos’’ta Hiroşima’ya ilk atom bombasını atar, 8 Ağustos’ta SSCB Japonya’ya savaş ilan ederek Mançurya ve Kore’yi işgal 9 Ağustos’ta ABD, Nagazaki’ye ikinci atom bombasını atar.
- Japonya’nın kayıtsız şartsız teslim olmasıyla İkinci Dünya Savaşı 60 milyon ölü, 35 milyon yaralı ve 3 milyon kayıpla sona erer.
- Potsdam’da “Üç Büyükler” toplanarak nüfus alanlarını belirli Almaya iki bölgeye ayrılıyor.
1946
- Sömürge halklar arasında ayaklanmalar baş Kalküta’da Kahire’de göstericilerle İngiliz polisi arasında çatışmalar olur.
- Savaş sonrasında SSCB’de baskı ve şiddet artar.
- İtalya’ da yapılan referandumda monarşiye karşı cumhuriyetçiler kazanır.
- Yunanistan’da İngilizlerin desteklediği Krallık yanlılarına karşı silahlı direniş başlar.
- Nürnberg duruşmaları başlar, Fransız donanması Kuzey Vietnam’da Haifong’u bombalar.
1947
- Yunanistan’da iç savaş sürer ABD Başkanı Truman sadece Yunanistan’a değil komünizm tehdidi altındaki her ülkeye müdahalede bulunacağını açıklar. İki blok arasında soğuk savaş baş
- Stalin Yunanistan’daki gelişmelere kayıtsız kalır.
- İtalya’da çeşitli kentlerde grevler ve çatışmalar yaşanır.
- Vietnam’da Fransızların önerdiği silah bırakılması teklifini Ho Şi Minh geri çevirir.
- Hindistan bağımsızlığına kavuşur, iki devlete ayrılır. Müslümanların çoğunlukta olduğu Pakistan ve Hindu’ların çoğunlukta olduğu Hindistan.
- ABD, Almanların üretmiş olduğu ilk füzelerin benzerlerinin yapımına başlar.