Melike Işık
Vladimir Putin, 2018 devlet başkanlığı seçimlerinde oyların yüzde 77’sini alarak şimdiye kadar aldığı en yüksek oy oranıyla dördüncü kez aynı koltuğa oturdu.
Popülaritesinin günden güne artmasında, 1990’lardaki siyasi istikrarsızlıklara karşı büyük ve güçlü Rusya hayalini yeniden gündeme getirmesi, Kırım’ı ilhak etmesi gibi birçok etmen var. Bu etmenlerin hepsi güçlü lider ve güçlü devlet söylemlerinde birleşiyor.
Medyanın kontrolü elinde olduğu ve neredeyse onun izni olmayan hiçbir şey yayınlanamadığı için Putin’e dair mizansenler daha da etkileyici hale geliyor. Üstü çıplak balık tutan Putin, judoda rakibini yere seren Putin, Sibirya’da avlanan Putin, buzlu suyun içinde yüzen Putin, bir ayının üstüne çıkan Putin… Bu görüntülerin hepsi Putin’in umursamıyor izlenimi verdiği “Rusya’nın güçlü adamı” sloganıyla ifade edilebilecek kampanyasına katkıda bulunuyor. Levada Merkezi’nin araştırmacılarından Lev Gudkov’un da ifade ettiği gibi: “Bu, imal edilmiş bir karizma. Rusya gibi otoriter bir rejimde gerçekle hiçbir ilgisi bulunmayan toplumsal bir imaj yaratılmaya çalışılıyor.”1
Putin bu karizmasını muhalifleri bastırmak ve Rusya’nın kendisinden başka bir alternatifi olmadığını göstermek için kullanıyor. 2018 yılının haziran ayında emeklilik yaşını erkekler için 60’tan 65’e, kadınlar için ise 55’ten 63’e çıkaran bir tasarı sunuldu. Bu tasarıya göre aynı zamanda katma değer vergisi yüzde 18’den yüzde 20’ye çıkarılıyordu. 2018 yılı eylül ayında 80 şehirde gösteriler yapıldı. Gösterilere şiddet ve tutuklamalarla karşılık verildi. 11 yaşında ve 80 yaşında göstericilerin de dahil olduğu 1200 kişi tutuklandı.2 Bu gösterilere verilen aşırı tepki Kremlin’in muhalif herhangi bir eyleme karşı tahammülsüzlüğünün somut bir örneği.
Tarihin Araçsallaştırılması
1990’larda Rusya’da baş gösteren ekonomik kriz, bugün hala Putin’in iktidarını güçlendiren etmenlerden biri. Ekonomik krizin etkisiyle “demokrasi” sözcüğü Ruslar arasında “kaos” ile özdeşleşti. Putin’in iktidara gelişiyle Rusya ekonomik olarak kalkınırken demokrasinin geri plana atılması, refah seviyesinin artması için verilmesi gereken bir taviz olarak görüldü. Halk tekrar refah seviyesinin düşük olduğu, karmaşanın egemen olduğu eski günlere dönmekten öylesine korkuyor ki Putin’in politikaları eleştirilmez bir konuma geliyor.
Putin de Rus tarihindeki bu dönemi kendi iktidarını meşrulaştırmak için kullanıyor. İktidara geldiğinden beri 1990’lardaki krize sık sık vurgu yapıyor, kendini “anti-Yeltsinist”3 olarak tanımlıyor. “İstikrar” ve “düzen” kelimelerini anahtar kelimeler haline getirerek kendisiyle beraber Rusya’nın 90’lardaki kaostan kurtulup Sovyetler döneminde sahip olduğu güce tekrar eriştiği mesajını veriyor. Bu mesajın Rus toplumunda oldukça güçlü bir karşılığı var.
Putin, her ne kadar 1990’ların kaosunun karşısına, kendi dönemindeki istikrar ve düzeni koyarak iktidarını meşrulaştırıyorsa da, iktidarını her zaman karşıtlıklar üzerinden inşa etmiyor. Tarih kimi zaman da bugüne örnek teşkil eden bir araç olarak kullanılıyor. Bu, en açık şekilde Sovyetler döneminde, bilhassa Stalin’in iktidarında kendisini gösteriyor. Putin’in Stalin’e ve onun izlediği baskıcı politikalara karşı tutarlı bir duruşu olduğunu söylemek çok zor. İktidara geldiğinden beri kimi zaman Stalin’i övdü, kimi zaman ise onun dönemindeki baskıları eleştirerek bir daha o döneme dönülmeyeceğini söyledi.
2017’de SSCB’deki Siyasi Baskı Kurbanlarını Anma Günü’nde, Moskova’da Stalin döneminde Gulag sistemi altında faaliyet gösteren esir kamplarının parçalarıyla yapılan Keder Duvarı’nın açılışını yaptı ve bu açılışta Stalin dönemi için Putin şu ifadeleri kullandı:
Milyonlarca insan halk düşmanı olarak yaftalandı, infaz edildi, sakatlandı, hapishanelerde işkencelere maruz kaldı ve sürgün edildi. Bu korkunç geçmiş ulusal hafızamızdan silinemez ve hiçbir şekilde haklı çıkarılamaz. Milyonlarca insan öldü, acı çekti. Bunu görmek ve açıklaması olmadığını anlamak için ülkemizde çok sayıda olan toplu mezarları görmek yeterli. 4
Putin bir yandan bu eleştirileri yaparken, bir yandan da çeşitli eleştirilere karşı Stalin’i savundu. 2019’da “Stalin, ona yaklaşımınız nasıl olursa olsun, Hitler’le doğrudan iletişim kurarak adına leke getirmedi. Onunla görüşmedi. Ancak Avrupa’nın en büyük devletlerinin liderleri bunu yaptı” dedi.5 Stalin’in doğumunun 120. yılında onun şerefine kadeh kaldırdı.6 Onu “halkların babası” olarak isimlendirdi.7 Tüm bunlar, Stalin’in itibarını sağlamlaştıran söylem ve uygulamalar oldu. Bugün Rusya’da Stalin’in itibarının git gide arttığı görülüyor. 2018’de Levada Merkezi tarafından yapılan bir ankette katılımcıların yüzde 70’i, Stalin’in Rus tarihinde olumlu bir rol oynadığına inandığını söyledi. Bu oran 2016’da yüzde 54’tü.8 Levada Merkezi’nin kaydettiğine göre Rusların Stalin’e bakışında üç farklı dönem görülüyor: olumsuz bir bakışın hâkim olduğu 2001-2006 dönemi, daha çok kayıtsızlığın hâkim olduğu 2008-2012 ve son olarak olumlu bir bakışın hâkim olduğu 2014-2018 dönemi. 2001-2006 yıllarında Stalin’e karşı “antipati”, “korku” ve “iğrenme” gibi olumsuz cevapların oranı yüzde 43 iken 2014’ten sonra katılımcıların yaklaşık yüzde 17-20’si Stalin’e karşı bu duygulardan birini taşıdığını ifade etti. 2018’de yapılan ankette ise bu oranlar yüzde 12’lere inerek asgari düzeye ulaştı. Stalin’in milyonlarca masum insanı öldürmekten suçlu olduğunu kabul edenlerin oranı 2016’da yüzde 62 iken, 2018’de yüzde 44’e düştü.9
Putin’in Stalin’e dair çelişkili ifadelerinden de anlaşılacağı üzere mevcut hükumet, Sovyet dönemini hafızalardan silme politikasının aksine, onu, güncel politikalara göre kullanmayı tercih ediyor. Bu tercihin merkezinde ise Büyük Vatanseverlik Savaşı olarak isimlendirilen 19411945 tarihleri arasında Nazi Almanya’sı ve diğer Mihver Devletlerine karşı verilen savaş var. Bu savaş Rusya için o kadar önemli ki, Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın Twitter’da yaptığı her üç paylaşımdan yaklaşık biri, İkinci Dünya Savaşı’ndaki olaylarla ilgili.10
Putin de Büyük Vatanseverlik Savaşı ile ilgili şu ifadeleri kullandı: “Muzaffer nesillerden gurur duyuyoruz, onların kahramanca edimlerine saygı gösteriyoruz. Hafızamız sadece kahramanca geçmişimize saygının bir göstergesi olmakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğimize hizmet ediyor, bize ilham veriyor ve birliğimizi güçlendiriyor. Zafer’le ilgili gerçeği savunmak zorundayız.”11 Buradan da anlaşılacağı üzere resmi tarih anlatısı, Putin’in Rusya’sı için yalnız bir geçmiş değil, aynı zamanda bir gelecek inşa etmek anlamına geliyor. Putin her ne kadar zaman zaman önemli tarihi şahıslara eleştirilerde bulunsa da iktidarını sağlamlaştırmak, Rus halkının hayallerini süsleyen “güçlü Rusya” idealine başvurmak için tarihten güç almak, ne kadar eleştirirse eleştirsin günün sonunda Rus tarihindeki “kahramanlarla” barışmak zorunda.
Bunun bir sonucu olarak bugün Rusya’da Büyük Vatanseverlik Savaşı’na dair resmi anlatıdan farklı her türlü yorum reddediliyor. Bu resmi anlatıyı savunmak için 2009’da “Rusya’nın çıkarlarına zarar veren yanlış tarih anlatısına karşı” bir komisyon kuruldu ve bu komisyon 2012’ye kadar varlığını sürdürdü. Bu yıllarda Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı’ndaki eylemlerini eleştirenleri cezalandıran bir yasa yürürlüğe girdi.12 Putin “Eğer yalanların hastalık gibi yayılmasına izin verirsek çocuklarımıza ne anlatacağız?”13 diyerek bu yasaları savundu.
Büyük Vatanseverlik Savaşı’nın eğitimdeki yeri de tartışmasız çok önemli. Putin 2013’te alternatif tüm görüşleri dışlayan “tek tarih kitabı” uygulaması getirmek istedi. Fakat gerçekleştirilmesi o kadar zordu ki, proje gerçekleştirilmeden iptal edildi.14 Buna rağmen “tek tarih” projesi Rusya’nın büyüklüğünü ve Stalin’in kahramanlığını anlatan sayısız kitap, film, ders kitabı ile kısmen gerçekleştirilmiş durumda. Bugün billboardlarda metro duvarlarında ve kitapçıların pencerelerinde Stalin’in yüzüne rastlamak oldukça olağan.15
Sovyet arşivlerinin büyük bir kısmı hala gizli tutulduğu için toplumun, özellikle de çocukların ve gençlerin tarih bilgisi hükumetin dayattığı tarih anlatısından ibaret. 1980’lerin sonu ve 1990’ların başını kapsayan dönemde sansürün azalması, arşivlerin açılmasıyla Stalinist tarih anlatısı değişmeye başlamıştı.
Putin iktidara gelmeden arşivler tekrar kapatıldı. Bugün ise arşivlere ulaşmak git gide daha zor haline geliyor. “Hassas” sınıfındaki dosyalara özel izin alınmadığı sürece erişilemiyor, bu özel izin ise yurt dışı yasağı konulması gibi bir risk taşıyor. Putin’in iktidarında Sovyet dönemi, özellikle de İkinci Dünya Savaşı, yeniden Stalinist perspektifle ele alınmaya başlandı. Okullar tarih derslerinde eski müfredata geri döndü.16 Kremlin’in propagandaları neticesinde Stalin bir kez daha hem Rusların gururu hem de askeri ve endüstriyel ihtişamın sembolü haline geldi. Tıpkı tarih kitaplarında yer aldığı gibi bugün birçok Rus’un gözünde Stalin, görkemli Sovyet tarihinin bir simgesi.17
1990’larda Sovyetler Birliği dönemindeki adaletsizliklere duyulan büyük öfke artık Putin döneminde önemli ölçüde kayboldu. Halka artık kitlesel cinayetleri unutmaları, bunun yerine Stalin’in Rusya’yı kalkındırmasına ve İkinci Dünya Savaşı’ndan zaferle çıkılmasına yoğunlaşmaları gerektiği aşılanıyor. 1980’lerin sonunda ve 1990’larda baskı rejiminin kurbanlarıyla ilgili delil toplayan ve bunlar için tazminat almayı umanlar, şimdi artık unutulduklarını söylüyorlar.”18
1989’da Sovyetler Birliği genelinde yüzlerce aktivisti bir araya getiren insan hakları örgütü Memorial kurulmuştu. Örgüt, amacını “Stalin’in kurbanlarını hatırlatmak ve bunu kamuya açıklamak” olarak tanımladı. Bir kısmı çalışma kampı ya da sürgünden dönmüş muhaliflerdi. Kimi üyeler bizzat Gulaglarda bulunmuştu.19 Memorial’ın ortaya çıktığı siyasi iklim Stalinizmin öylesine güç kaybettiği bir dönemdi ki, Memorial’ın kurucu üyesi Irina Sherbakova 1989’da öğrencilere Gulag mahkûmlarına dair verdiği söyleşide, 20 yaşında bir öğrencinin kendisine daha önce hiç gerçek bir Stalin yandaşıyla tanışıp tanışmadığını sorduğunu aktarıyor.20 Sherbakova bir zamanların en güçlü fikirlerinin yeni dönemde bir gencin dünyasında yer almadığını görerek bunun karşısında şaşırıp kalıyor. Fakat bu, yalnız çalışma kamplarında bulunmuş muhalifler için değil; bugün Putin’in Rusya’sında yaşayan biri için de oldukça şaşırtıcı bir soru. Bugün Stalin, gençler arasında o kadar ilgi çekici bir figür ki Moskova’nın hipster bölgelerinde Stalin’in modaya uygun siyah-beyaz bir fular ile yakışıklı ve genç olarak resmedilmiş duvar portresini görebilirsiniz. Bu görüntüsüyle Stalin, kimseye baskı ve adaletsizlikleri hatırlatmıyor, aksine berberler tarafından bir çeşit pazarlama yöntemi olarak kullanılabilecek kadar ilgi çekici bir figür. Bugünkü tablo bir bakıma Putin’in ve onun siyasi müttefiklerinin başarısı.21
Vatanseverlik ve Etnik Milliyetçilik
1990’lar boyunca Yeltsin yönetimi, Rusya’yı vatandaşlık temeline dayanan bir ulus devlet olarak inşa etmeye çalıştı. Etnik kimliği ne olursa olsun Rusya’da yaşayan tüm halklar Rusya’ya ait görülüyordu.22 2000’lerin başında Ruslar arasında etnik milliyetçilik yükselişe geçti.23 Fakat Putin etnik milliyetçiliğe mesafeli durarak söylemlerini “vatanseverlik” üzerinde yoğunlaştırdı. Aşırı milliyetçilere karşı bir tutum sergileyip onları “ülkesinin dağılmasına çanak tutan mağara adamı” olarak adlandırdı.24 Etnik milliyetçiliğe karşı bir çeşit yeni “faydalı” bir milliyetçilik anlayışı oluşturdu. Rusya vatandaşlığı kimliğini daha Ruslaştırdı, Rusya vatandaşlığının temelini Rus diline, Rus kültürüne, değerlerine dayandırdı. Hem Çarlık Rusyası hem de Sovyet liderlerini benimseyen bir milliyetçilik modelini güçlendirmeye çalıştı. Milliyetçilik temalı konuşmalarında Putin’in, hem Avrasyacıların hem de etnik milliyetçilerin söylemlerini seçici olarak kullandığı görülmektedir. Kremlin açısından Avrasyacılığın yararı, “yakın çevre”de Rus etkisini genişletmeyi hedefleyen bir dış politikaya ideolojik olarak katkı sağlayabilecek olmasından ileri gelmektedir. 25
Putin sık sık etnik milliyetçiliği ülkenin dağılmasına sebep olabilecek bir etmen olarak değerlendirdi. Buna karşılık farklı etnik kimliklerin Rusya’yı güçlendirdiğini, karma evliliklerin daha güçlü bir genetik kod meydana getirdiğini savundu. 1941 yılında Moskova’nın kuzeyinde Nazi işgalcileri püskürten Kazak kökenli Sovyet askerlerinden saygıyla bahsetmiş, İkinci Dünya Savaşı’nda çok sayıda halkın Rus halkıyla birlikte faşizme karşı beraber savaştığını anlatmıştı.26
Her ne kadar Putin farklı etnik gruplardan destek görmek için, farklı etnik kimliklerin Rusya’yı daha güçlü kıldığını savunsa da, etnik Rusları daima Rusya’nın çekirdeği olarak görmüş, onları “devlet oluşturan millet” olarak tanımlamıştır. Ocak 2012’de, Mart 2012’de yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde Nezavisimaya Gazeta’ya yazdığı bir makalede, Rusya’da yaşayan diğer halkları Rus nüfusa entegre olmaya çağırıyor, Rus diline ve kültürüne dayanan bir yaklaşımı savunuyordu. Bu yaklaşıma göre Rus olmayan halklar Ruslarla “birleşip çimento haline” gelecekti.27
Putin’in araya mesafe koyduğu her türlü milliyetçilik anlayışının birleştiği, farklı anlayışlar arasındaki sınırların bulanıklaştığı olay, 2014’te Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilmesi oldu. Bir zamanlar kendilerine “muhalif” diyenler de dahil olmak üzere çeşitli siyasi grupların desteğini aldı. Önceden Putin’e karşı olan farklı milliyetçi gruplar da bu olay üzerine Putin’i desteklemeye başladı. Kırım’da etnik Ruslar çoğunluktaydı, bu yüzden bu insanların Rusya’ya katılması etnik milliyetçilerin hayaliydi. Tüm Slavların Rusya’ya katılmasını isteyen milliyetçiler de Kırım’ın ilhakını coşkuyla destekledi, zira Kırım’da hem çoğunluk konumundaki Rusların hem de azınlık konumundaki Ukraynalıların Rusya’ya katılmasını istiyorlardı. Bunun yanı sıra Kırım’ın ilhakıyla Rusya topraklarını Sovyet sınırlarına doğru genişletmiş oluyordu. Bu da eski Sovyet sınırlarını geri isteyenleri memnun eden bir hareketti. Kırım’ın ilhakı, Putin’in popülaritesini arttıran en önemli etmenlerden birisi olmuştur, Putin 2014’ten sonra, o zamana kadar hiç ulaşmadığı oranlarda destek aldı.28
Putin 2014’te rossisskiy (Rusya vatandaşı) ifadesinden daha sık russkii (etnik Rus) ifadesine başvurmaya başladı.29 Etnik Rus ve Rusya vatandaşlığı arasındaki sınırlar bulanıklaştırıldı. Bu russkii (etnik Rus) ifadesini belirleyen şey ise etnik milliyetçilerin başvurduğu anlamdan çok daha kullanışlı bir anlam kazanmıştı. Artık etnisiteden nispeten bağımsız olarak russkii kimliğinin sınırları, Kremlin tarafından desteklenen değer temelli Rus kimliğine katılmak isteyen herkesi içine alacak şekilde genişledi.30 Bunun yanı sıra, ruskii terimine başvurarak, söylemlerini o dönemlerde yükselmekte olan etnik milliyetçiliğe dahil etmeyi hedeflediği de düşünülebilir. Öyle ki bir zamanlar milliyetçiliği yeren Putin, 2018’de kendisini “en doğru, dürüst ve gerçek milliyetçi” olarak tanımladı.31
Göçmen Düşmanlığı ve Irkçılık
Her ne kadar etnik milliyetçiliğe karşı vatandaşlığa dayalı bir “vatanseverlik” oluşturulmaya çalışıldıysa da bu vatanseverlik günün sonunda yine yabancıların, göçmenlerin hedef haline getirilmesine sebep oldu. Anketler de göçmen düşmanlığının vatandaşlığa dayalı bir milliyetçilikle çözülemediğini gösteriyor; göçmenler 10 yıl öncesine kıyasla artık daha kötü karşılanıyor.32
Rusya’da göçmen politikaları iş gücü ihtiyacını kapamak, asker açığını kapatmak ve emeklilik sistemine kaynak oluşturmak etrafında şekilleniyor. Fakat Rusya her türlü göçmeni istemiyor. Putin, eski Sovyet cumhuriyetlerinde yaşayan Rusları, Rusya’ya gelmeleri için teşvik etmeye çalışıyor. Fakat göç edenlerin çoğu elbette yoksul Güney Kafkas ülkelerinden ya da Orta Asya’dan geldi. Slav olmayan göçmenler, ırkçılığın ve göçmen düşmanlığının başlıca mağduru. Özbekistan, Kırgızistan gibi Orta Asya ülkelerinden gelen göçmenler, Rus vatandaşlığını elde etseler ve Rusçayı akıcı bir şekilde konuşsalar bile, fiziksel özellikleri Ruslara benzemediği için iş sahibi olmanın ya da ev kiralamanın mümkün olmadığını ifade ediyorlar.
Bu göçlerin yaşanmasıyla ırkçı ya da Putin’in ifadesiyle “vatansever” fikirler hem medya hem de siyasetçiler tarafından daha sık kullanılmaya başlandı. 2012’de ülkedeki altı ulusal televizyon kanalının ve gazetecilerinin devlet denetimi altına alınmasıyla, medya komplo teorileri ve Batı karşıtı propagandanın taşıyıcısı haline geldi. 2013 yılında göçmen düşmanlığı doruk seviyesine ulaştı. Bugün hala görevde olan Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin, Mayıs 2013’te “Rusçası kötü olan, başka bir kültüre sahip insanların, kendi ülkelerinde yaşamaları daha iyi olur.” ifadelerini kullandı.33
Putin’in de farklı dil ve kültürlere daha açık olduğu söylenemez. 2019’da verdiği bir röportajda çok kültürlülük gibi fikirlerin artık “savunulabilir” olmadığını iddia etti. Mültecilere yerleşme izni verdiği iddiasıyla Angela Merkel’i eleştirerek, “Göçmenler hesap vermeden öldürebilir, yağmayabilir” dedi.34 Rus televizyon kanalları bir yandan ABD’deki ırkçılığı eleştirirken bir yandan da ABD’deki etnik çeşitliliğin olumsuz sonuçlar doğurduğuna ilişkin programlar yayınladı. Bu programların hedefindeki grup ise şüphesiz Rusya’daki Slav olmayan, “Rusya’yı kirleten” göçmenlerdi.35
Emek Gücünün Yeniden Üretimi
Sovyetler Birliği dağılınca Rusya, devasa bir ülkede az bir nüfusla baş başa kaldı. Bugün Rusya’nın neredeyse yarısı büyüklüğündeki ABD’de 328 milyon insan yaşarken, Rusya’da yalnızca 144 milyon insan yaşıyor. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından yıllarca Rusya nüfusunun 50 ya da 60 yıl sonra ne hale gelebileceğiyle ilgili karamsar öngörüler yapıldı. Bu risk her şeyden önce iş gücünün azalması tehlikesini yanında getiriyordu. Bu karamsar öngörüler gerçekleşmemiş olsa da Rusya’nın istediği görkem ve büyüklüğe ulaşmak için hala çok işçiye ihtiyacı var. Vladimir Putin 2008’de nüfusun azalmasını ülkenin en vahim krizi olarak tanımladı ve nüfusu arttırmak için ciddi bir çaba harcanması gerektiğini söyledi.36 Dinamik nüfusun azalma tehlikesi emek gücünün yeniden üretimi için yoğun bir çalışmayı gerektirdi ve bu noktada kadınların payına daha çok doğurma baskısı düştü.
Putin, Sevgililer Günü’ne ek olarak, benzer bir konsepte sahip bir günü resmî tatil ilan etti ve bu tatilde çiftlerin “vatanseverlik görevlerini yerine getirmelerini”, yani bebek yapmalarını söyledi. Ulusal bir bayram olan Rusya Günü’nde doğum yapma şansını elde eden çiftlere buzdolabı, televizyon gibi çeşitli ödüller verildi. Bu yarışma sayesinde Rusya Günü’nde doğan bebek sayısı, ortalama bir günde doğan bebek sayısının üç katına ulaştı.37 Putin’in doğum yapmayı vatanseverlikle özdeşleştiren bu buluşu, Stalin’in 1944’te icat ettiği çocuk sayısına göre farklı varyasyonları bulunan Analık Şanı Nişanı’nı hatırlatıyor. Her ikisinin buluştuğu nokta, üretimi arttırmak için doğum yapmayı bir vatanseverlik kriteri ilan ederek, kadın bedeni üzerinde baskı kurması.
Putin döneminde hükumet ilk bakışta çocuk sahibi olan kadınlara konfor sağlıyor gibi görünebilecek bazı kararlar aldı. Bu kararlar neticesinde annelik izni alan kadınlar 140 gün boyunca tam ücretini alıp, ardından da evde kaldığı üç yıl boyunca maaşının yüzde 40’ını alabiliyor. Fakat bu uygulama çalışan kadınların çalışma koşullarını iyileştirmekten ziyade kadınların çalışma hayatından dışlanmasıyla sonuçlanıyor. İşverenler kadınları, özellikle de doğum yapma “riski” olan kadınları işe almıyor. İşe alınacak personel için cinsiyet ve yaş sınırlamaları oldukça yaygın.38 Rusya’da kadınlar erkeklerin maaşlarına kıyasla yüzde 25-30 daha düşük ücrete çalıştırılıyor.39 Bu sebeple kadınlar doğum sonrası üç yıl boyunca maaşlarının yüzde 40’ının ödenmesi uygulamasını, “Hiçbir şeyin yüzde 40’ı hiçbir şeydir” diyerek eleştiriyor ve bu uygulamaların yetersizliğine vurgu yapıyorlar. Annelik izninin yanı sıra aileler her yeni çocuk için nakit bir ödeme alıyor.40 Bu uygulamaların hepsi daha çok çocuğa, daha çok işçiye ve daha çok askere ulaşmaya yönelik, kadınları eve hapseden uygulamalar.
Geleneksel Aile Yapısının Yüceltilmesi
Daha çok çocuk baskısı ve kadınların eve kapatılmasının elbette toplumda da ciddi bir yansıması oldu. Rus toplumu git gide daha fazla muhafazakârlaştı. Kadını eve, erkeği fabrikaya hapseden geleneksel iş bölümünün, geleneksel aile yapısının övüldüğü muhafazakâr eğilimlerde artış gözlemlendi. Kürtaj marjinalleşti, LGBTİ+lara karşı olumsuz tepkiler arttı. Levada Merkezi’nin yaptığı ankete göre 1998’de katılımcıların yüzde 64’ü, geliri bir çocuğa daha sahip olmaya yetmediği için bir kadının kürtaj yaptırmasında hiçbir yanlışlık olmadığını söylerken, bu oran 2017’de yüzde 26’ya düştü. Aynı anket sonucunda hemcins iki yetişkinin cinsel ilişkisinin olmasını her koşulda yanlış bulan Rusların oranı 1998’de yüzde 54 iken, 2017’de yüzde 69’a yükseldiği ortaya çıktı.41
Duma 2016’da (tekrarlanmadığı sürece) ev içi şiddeti suç olmaktan çıkaran bir yasa kabul etti. Yasayı savunan Yelena Mizulina gibi kimi aşırı muhafazakâr meclis üyeleri, devletin ailenin işlerine karışmaması gerektiğini savundu ve ev içi şiddeti cezalandıran yasayı “ailenin yapısını bozan Rus geleneklerine aykırı, Batılı bir program” olarak nitelendirdi.42 Mizulina’nın kadına ve çocuğa şiddeti meşrulaştıran bu ifadesi, yalnız kendi görüşünü değil; Putin döneminde hükümetin kadın sorunlarına yaklaşımını temsil ediyor.
2013’te “reşit olmayanlara eşcinsellik propagandası yapılması” resmen yasaklandı.43 Çocukları korumayı amaçladığını iddia eden ulusal düzenlemenin aslında Rusya’da henüz doğum sürecinde olan LGBTİ+ hareketini bastırmayı amaçladığı düşünülüyor. Yasadaki müphem ifadeler bir LGBTİ+ yürüyüşünün dahi suç olarak yorumlanmasına neden olabilir.
Sonuç
Bugün Putin, Rusya’nın devlet başkanı olmaktan öte, başlı başına devletin somut hali olarak görülüyor. Putin’in eski yardımcısı Vyacheslav Volodin, Putin’in siyasi karizmasını şu şekilde özetliyor: “Putin olduğu sürece Rusya da var. Putin yoksa Rusya da yok.” Bugün Rusya’da liberal, milliyetçi olabilir ya da devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiğini savunabilirsiniz, fakat Putin’e muhalif olmanız politik spektrumun dışında “vatan haini” kategorisinde yer almanıza sebep olur. Putin de tüm söylemlerini bunun üzerine kurdu ve özellikle Kırım’ın ilhakına karşı çıkan muhalifleri vatan haini ilan etti.44
Yalnız gazeteci ve siyasetçiler değil; memnuniyetsizliğini sokağa çıkarak gösteren, muhalif eylemlere katılanlar da ciddi bir baskı altında. Kadın ve LGBTİ+ hakları savunucuları ve demokrasi yanlıları sistematik olarak Rusya’ya zarar vermek isteyen düşmanlar olarak damgalanıyor. Demokrasi, ülkeye güvensizlik ve terör getirecek bir unsur olarak gösterilerek seçimlerdeki usulsüzlükler ve medyadaki sansür, Rusya’yı bir arada tutmak için gereken önlemler olarak dayatılıyor.
Dipnotlar:
[1] Mahuzier, 2018.
[2] Seidel, 2018.
[3] Kastouéva-Jean, 2018.
[4] Sputnik, 2017.
[5] Putin, 2020.
[6] Novaia Gazeta, 1999.
[7] Sputnik, 2019
[8] News.err.ee, 2020.
[9] Levada-Center, 2018.
[10] Mihkelson, 2020.
[11] Mihkelson, 2020.
[12] Kastouéva-Jean, 2018.
[13] News.err.ee, 2020.
[14] Kastouéva-Jean, 2018.
[15] Sherbakova, 2019.
[16] Mihkelson, 2020.
[17] Kolesnikov, 2019.
[18] Garrels, 2019, s. 41.
[19] Sherbakova, 2019.
[20] A.g.e.
[21] Kolesnikov, 2019.
[22] Kılavuz, 2019.
[23] Kastouéva-Jean, 2018.
[24] Memri, 2018.
[25] Kılavuz, 2019.
[26] Seferov, 2018.
[27] Kılavuz, 2019.
[28] A.g.e.
[29] Zakem, Saunders ve Antoun, 2015.
[30] Kılavuz, 2019.
[31] Memri, 2018.
[32] Manuylova, 2019.
[33] Kastouéva-Jean, 2018.
[34] BBC, 2019
[35] Garrels, 2019.
[36] ABC News, 2009.
[37] A.g.e.
[38] Garrels, 2019, s.69.
[39] Kastouéva-Jean, 2018.
[40] Garrels, 2019.
[41] Levada Center, 2018.
[42] Balmforthi 2017.
[43] Kastouéva-Jean, 2018.
[44] NPA, 2016.
Kaynakça
Balmforth, Tom. Russian Duma Approves Bill To Soften Penalty For Domestic Violence. 2017. https://www.rferl.org/a/russia-domestic-violence-law-passed-duma/28262780.html (erişildi: Nisan 15, 2020).
Garrels, Anne. Putin Ülkesi: Gerçek Rusya’ya Bir Yolculuk. Düzenleyen: Sıla Arlı. Çeviren Yüksel Taşkın. İstanbul: Doğan Kitap, 2019.
Kastouéva-Jean, Tatiana. La Russie de Poutine en 100 questions. Paris: Edition Tallandier, 2018.
Kılavuz, İdil Tunçer. «Gorbaçov’dan Putin’e Rus Milliyetçiliğinin Gelişimi.» Uluslararası Siyaset Bilimi ve Kentsel Araştırmalar Dergisi 7, no. 1 (2019): 90-114.
Kolesnikov, Andrei. Why Russia Is Making Stalin Great Again. 2019.
MAHUZIER, Marc. Autocrate cynique ou patriote sincère, qui est vraiment Vladimir Poutine ? 2018. https://www.ouest-france.fr/ europe/russie/vladimir-poutine/autocrate-cynique-ou-homme-ordinaire-qui-est-vraiment-vladimir-poutine-5623420 (erişildi: Nisan
Manuylova, Anastasya. Russia needs workers. Its migration system is keeping them out. 2019. https://eurasianet.org/russia-needs-workers-its-migration-system-is-keeping-them-out (erişildi: Nisan 09, 2020).
Mihkelson, Marko. Marko Mihkelson: Why Stalinist history matters to Putin. 24 Ocak 2020. https://news.err.ee/1027722/marko-mihkelson-why-stalinist-history-matters-to-putin (erişildi: Mart 14, 2020).
Novaia Gazeta. 27 Aralık 1999.
Poutine, patriotisme et manœuvres politiques. 2016. https://npa2009.org/ arguments/international/poutine-patriotisme-et-manoeuvres-politiques (erişildi: Nisan 15, 2020).
Putin At Annual Valdai Discussion Club Meeting: ‘I Am The Most Proper And True Nationalist’. 2018. https://www.memri.org/reports/ putin-annual-valdai-discussion-club-meeting-i-am-most-proper-and-true-nationalist#_edn1 (erişildi: Mart 19, 2020).
Putin Financial Times’a konuştu: Liberalizm hükümsüz hale geldi. 2018. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-48796575 (erişildi: Mart 19, 2020).
Putin, Vladimir, röportaj yapan: Andrey Vandenko. 20 questions with Vladimir Putin (tarih yok).
Putin: SSCB’deki Stalin dönemi baskısı mazur görülemez. 2017. https:// tr.sputniknews.com/rusya/201710311030817250-vladimir-putin-stalin-donemi-baskisi-mazur-gorulemez/ (erişildi: Mart 14, 2020).
Putin’den Kuril Adaları cevabı: Babacık (Stalin) her şeyi aldı, bu iş bitmiştir. 7 Eylül 2019. https://tr.sputniknews.com/rusya/201909071040112288-putinden-kuril-adalari-cevabi-babacik-stalin-her-seyi-aldi-bu-is-bitmistir/ (erişildi: Mart 14, 2020).
Russia: Make Love, Have Baby, Get Money. 2009. https://abcnews. go.com/GMA/story?id=3590764 (erişildi: Nisan 14, 2020).
Seferov, Fuad. Putin milliyetçiliği. 2018. http://medyagunlugu.com/ haber/putin-milliyetciligi-44310 (erişildi: Mart 19, 2020).
Seidel, Kate. PUTIN’S REAL FRAUD RIPS OFF RUSSIAN RETIRE-2018. https://socialistworker.org/2018/09/12/putins-real-fraud-rips-off-russian-retirees (erişildi: Nisan 15, 2020).
Sherbakova, Irina. Vladimir Putin’s Russia is rehabilitating Stalin. We must not let it happen. 2019.
TABU. 2018. https://www.levada.ru/en/2018/02/02/tabu/ (erişildi: Nisan 14, 2020).
THE PERCEPTION OF STALIN. Anket, Levada Center, Press-Releases, 2018.
Walker, Shaun. Vladimir Putin: I don’t have bad days because I’m not a woman. 2017. https://www.theguardian.com/world/2017/jun/07/ vladimir-putin-i-dont-have-bad-days-because-im-not-a-woman (erişildi: Nisan 14, 2020).
Zakem, Vera , Paul Saunders, ve Daniel Antoun. Mobilizing Compatriots: Russia’s Strategy, Tactics, and Influence in the Former Soviet Union. 2015.