Denis Godard
Bu yaz Fransa’da, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından erken seçim çağrısı yapılmasının ardından yıldırım hızıyla yürütülen kampanyanın ardından zafer sanki Marine Le Pen’in Rassemblement National (RN; Ulusal Birlik) partisine vaat edilmiş gibi görünüyordu.1 Bunun yerine, parlamentoda en fazla sayıda sandalyeye sahip olan sol oldu. Sol partiler ve sendikalar mümkün olduğunca hızlı bir şekilde destek toplamak için 1930’lardaki Halk Cephesi’nin mirasına sığındı. Aynı zamanda 1930’larla ilgili on yıllardır dolaşımda olan, birleşik bir sol hükümetin faşizmi püskürttüğü yönündeki miti yardıma çağırarak bunu temel strateji olarak benimsedi.
Bu mitin açık bir şekilde ortaya koyamadığı olağandışı şey ise neden faşist bir partinin iktidara gelme ihtimali dâhil olmak üzere risklerin yüksek bir kez daha yüksek olduğu. Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, Fransız faşizmine karşı bir bariyer görevi gören 1936 Halk Cephesi hükümeti değildi. Faşistleri iki yıl erken savunmaya çekilmeye zorlayan kitlesel mücadeleydi. İkinci olarak, Halk Cephesi hükümeti deneyimi o kadar yıkıcıydı ki, tüm yetkisini Mareşal Pétain’e devreden 1936’da seçilen parlamento oldu. Pétain, komünist milletvekillerini tasfiye edip partilerini yasadışı ilan ettikten sonra Fransız işbirlikçi rejiminin lideri olacaktı.
2024 yazında yapılan seçimler RN’yi iktidar olasılığından uzaklaştırmadı, faşizm bugün Fransa’da her zamankinden daha güçlü. Ancak, seçim kampanyası sırasında yaşanan mobilizasyon faşizmin zaferinin kaçınılmaz olmadığını gösterdi.
Mücadele potansiyeli
9 Haziran 2024’te Avrupa Parlamentosu seçimlerinin sonuçları açıklandığında, Fransa’da hayret yaratan ne kadar dramatik olursa olsun RN’nin zaferi değildi. Faşistler komünlerin (belediyelerin) yüzde 90’ından fazlasında birinci gelmiş ve dokuz milyon kişi aşırı sağa oy vermişti.2 Ancak ne yazık ki bu sonuç haftalardır tahmin edilmesine rağmen solda herhangi bir hareketlenmenin kıvılcımını çakmadı. Şaşkınlığa neden olan şey Fransa Cumhurbaşkanı’nın tepkisiydi. Macron aynı gün parlamentonun feshedildiğini ve seçimlerin üç hafta sonra yapılacağını açıkladı. RN’nin kazanması hâlinde, onlardan hükümeti kurmasını isteyeceğini açıkladı.
Fransız toplumu birden, faşistlerin hükümet kurma ihtimalinin teorik bir şey olmadığını fark etti. İlk kamuoyu yoklamaları RN’nin çoğunluğu kazanabileceğini doğruluyordu. En büyük Fransız şirketlerinin temsilcileri, niyetlerini öğrenmek ve politikalarını etkilemek için RN ile temasa geçmeye çalıştı. 3
Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu olan Confédération Générale du Travail’in (CGT; Genel Emek Konfederasyonu) lideri Sophie Binet, “gece yarısına bir dakika kaldığını” söyleyerek solda birlik için kasvetli bir çağrı yaptı.4 Günler içinde sol partiler aşırı sağı engellemek amacıyla seçimlerde birlik olmaya karar verdi. Fransa’da “sosyal hareketler” olarak adlandırılan oluşumların çoğu – sendikalar, dernekler ve kampanyalar- bu çağrıya destek verdi. Nouveau Front Populaire (NFP; Yeni Halk Cephesi) adını benimsemek, adayların dağılımından ya da ortak bir program üzerinde anlaşmaya varılmasından çok önce alınan ilk karar oldu.
Hafta sonuna denk gelen 15-16 Haziran 2024’te, sendikaların ve kampanya örgütlerinin çağrısına yanıt veren 800.000 gösterici, NFP’ye oy verilmesi çağrısında bulunmak üzere sokaklara döküldü. Seçimlerin ilk turuna kadar eylemler hız kesmeden devam etti. Binlerce kişi broşür ve el ilanı dağıtma gibi faaliyetlerin yer aldığı kampanyaya nasıl katılabileceklerini öğrenmek için toplantılara katıldı. Bunun yanı sıra, hareketin sosyal, ekolojik ve feminist taleplerini destekleyen çok sayıda gösteri ve miting düzenlendi. Bu gösteriler, faşizme karşı açık nefretleriyle, RN’nin “şeytandışılaştırılması” sürecinin hızla tersine çevrilebileceğini gösterdi.5 Gençler, 1990’larda Jean-Marie Le Pen’in Ulusal Cephe’sine karşı mücadeleden kalma bir sloganı benimsediler: “la jeunesse emmerde le Front National” (Gençlik diyor ki: Ulusal Cephe’nin canı cehenneme).6 29 Haziran Cumartesi günü, ilk turun hemen öncesinde yapılan Onur Yürüyüşleri devasaydı. Paris’te Onur Yürüyüşü varış noktasına ulaştığında aynı slogan on binlerce genç tarafından haykırıldı.
1930’ların dersleri
1936 Mayıs’ında Halk Cephesi seçimleri kazandığında, Fransa’daki aşırı sağ savunmaya geçti.7 Bunun nedeni sol bir hükümet için uzlaşılmış olması değildi.
İki yıl önce, Şubat 1934’te durum büsbütün farklıydı. Aşırı sağcı birlikler ekonomik kriz, kitlesel işsizlik, yolsuzluk skandalları ve parlamenter istikrarsızlık karşısında saldırıya geçmişti.8 Antisemitist, milliyetçi, monarşist ve bazen açıkça faşist olan bu çeşitli birlikler genellikle on binlerce üyeden oluşuyordu. Ayrıca eski askerler ya da küçük işletmeler gibi yüz binlerce üyesi olan kitle örgütlerine de dayanıyorlardı.
Politik ve sendikal düzeyde bölünmüş olan sol, tüm zamanlardaki en geri seviyesindeydi. 1930’ların başlarında grev eylemleri tarihsel olarak zayıflamış hâldeydi. İki ana sendikal örgütün üye sayısı arasındaki fark, bir milyonun dörtte üçü civarındaydı.
Ancak, Hitler’in bir yıl önce iktidarı ele geçirmesi ve Almanya’daki işçi hareketinin tamamen yok edilmesinin damgasını vurduğu bir ortamda, 6 Şubat 1934’te aşırı sağcı birlikler tarafından yapılan bir darbe girişimi olağanüstü bir mücadelenin ortaya çıkmasını sağladı. Birkaç gün içinde, komünistlerin sosyalistlere karşı aldığı sekter tavrı reddeden, genellikle birleşik, yerel eylemler kendiliğinden başladı. 12 Şubat’ta CGT’nin çağrısı üzerine beş milyon işçi ülke çapında faşizme karşı greve gitti ve 346 şehirde kitlesel gösteriler düzenlendi. Bunu izleyen hafta ve aylarda, bu ilk başarı anti-faşist faaliyetlerde gerçek bir yükselişe yol açtı. Büyük şehirlerden köylere kadar Fransa’nın dört bir yanında, çoğu zaman farklı güçleri bir araya getiren anti-faşist kolektifler ve komiteler kuruldu. Anti-Stalinist aktivist ve yazar Daniel Guérin bu türden 3.000 komite olduğunu iddia etmektedir.9
Bu komitelerin birkaç önemli özelliği vardı. Bunlardan başlıcası, sendika militanları ve onların yerel tabanlarının katılımının kazandırdığı sınıfsal karakterdi. 12 Şubat’tan itibaren yerel gösterilerin ölçeğiyle, sendikaların nüfuzu orantılıydı. Temeldeki bu sınıf niteliği, eylemlerin diğer toplumsal katman ve örgütlere yayılmasını sağladı. Bir başka özellikleriyse, bu komitelerin, merkezi liderliklerinin birkaç ay boyunca devam eden muhalefetine rağmen, onlara dayattığı birlikti. Sendikaların birleşik bir şekilde davrandığı gösterilerin en büyük gösteriler olduğu, başından beri açıktı.10 Paris’te birine Komünist Parti’nin, diğerineyse Sosyalist Parti’nin öncelik ettiği iki farklı gösteri düzenlenmişti. Ancak eylemcilerin, “Birlik!” sloganlarının baskısıyla bu iki gösteri birleşmişti. Ortak eylem, bu birlikteliği pekiştirdi. Bu komiteler tarafından düzenlenen karşı gösteriler, festivaller ve toplantılarda faşistlerin kamusal alanda kendilerini ifade etmeleri engellendi ve çoğu zaman faşistler şiddet kullanarak bölgeden uzaklaştırıldı. Hareket, faşistleri kamusal bir platformdan mahrum bırakarak, sosyal olarak heterojen bir potansiyel üyeliğe sahip olmalarını ya da sözüm ona “halkı” temsil etmelerini engelledi.
Faşizmin kitlesel bir örgütlenme yolundaki ilerleyişi, işçi sınıfının önemli bir kesimlerini saflarına katmaktan çok, sınıfın pasifliğine ve moral bozukluğuna bağlıdır; kitlesel bir tepki ise işçi sınıfının mücadele ruhunu ve kolektif güvenini canlandırır ve faşistleri tecrit eder. Üstelik, faşizm ancak işçi sınıfının mücadele kabiliyetini ve kolektif örgütlenme kapasitesini zayıflatma becerisi gösterirse egemen sınıf için bir araç – yani iktidarı elde etmenin mutlak koşulu- hâline gelebilir.11 Faşistler, geçici de olsa tam tersi bir rol oynayarak işçi mücadelelerini tetikleyen girişimlerde bulunurlarsa bunu başaramazlar.
NFP filmi geri sarıyor
NFP’yi anlamanın anahtarı ikamecilik kavramında yatar. Faşistlere karşı seferber olmanın yerini seçmenleri ikna etme ihtiyacı almıştır. Bu yönelimi özetleyen argüman, bu insanların “fâchés mais pas fachos” (“öfkeli ama faşist değil”) olduğudur.12 Yani, toplumsal saldırılara karşı öfkeli; gerici ve ırkçı argümanlara yatkındırlar. Sadece “yanlış şekilde kızgındırlar”. Eğer bu doğruysa, onları tekrar sola kazandırmak için toplumsal bir alternatif önermemiz yeterli olacaktır. NFP eylem halindeki örgütlerin birliğini, bir program etrafında birleşmiş liderlikle ikame etti. Sınıf çelişkisi ve onun sonucu olan mücadele yöntemlerinin yerini sınıf işbirliği ve devlet kurumlarını sorgulamayan yöntemler aldı.
NFP, bunun acil bir durum olduğunu ileri sürerek, artık solla hiçbir ortak noktası kalmayan Sosyalist Parti’nin sağ kanadıyla uyumlu konumlara yaslanan bir “yönetim paktı” oluşturdu. Bu program acil sosyal önlemlerin yanı sıra Ukrayna’ya silah gönderilmesini destekliyor ve Fransız askeri egemenliğini sürdürmeyi destekliyor. Göçmenlikle ilgili konuları -özellikle de son ırkçı göçmenlik yasasının yürürlükten kaldırılmasını- belirsiz bir geleceğe erteliyor. Öyle tavizler verdiler ki sadece Macron’un eski bir bakanını değil, aynı zamanda Macron’un bir yetkili olarak hükümetinde yer aldığı eski cumhurbaşkanı François Hollande’ı da kazandılar. Hollande, 2012’den 2017’ye kadar süren iktidarında, özünde Macron ile aynı ırkçı ve neoliberal politikaları izlemişti.
Militan ruh hâli, anti-faşist seferberlik için bir iskelet oluşturma fırsatı sağlayabilirdi. Bunun yerine tüm enerji seçim propagandasına yönlendirildi. NFP’de yer alan güçlerin liderlerinden hiçbiri -partiler, sendikalar, dernekler- kampanya sırasında faşizme ya da RN’ye karşı seferberlik çağrısında bulunmadı. Merkezi olarak organize edilen gösterilerde (sosyal önlemler, çevrecilik, feminizm gibi) ırkçılık ve Filistin’le dayanışma konularının çözümsüz kalması da dikkat çekiciydi.13 RN’nin pazar yerlerinden kovulması ya da halka açık toplantılarına karşı gösteri yapılması için hiçbir çağrı yapılmadı. CGT’den Binet, sendika aygıtında yer alan bazı kesimlerle birlikte çok ön plana çıktı. CGT’nin ulusal ve yerel örgütleri çok sayıda broşür dağıtma faaliyeti düzenlerken, Binet medyada defalarca boy gösterdi. Ancak faşistlere karşı bir grev eylemi asla söz konusu olmadı, sadece sendikal talepleri ve sembolik olarak da 2023’te milyonlarca işçiyi muhalefette harekete geçiren emeklilik yasasının yürürlükten kaldırılmasını öne çıkaran bir NFP’ye oy verme çağrısı yapıldı.
NFP’nin seferberliğine rağmen, ilk turda RN anketlerin zirvesine çıktı ve neredeyse her seçim bölgesinde aday çıkardı. 11 milyon oyla, 2022 seçimlerindeki toplam oylarını ikiye katlayarak muhteşem bir ilerleme kaydetti. Sol, strateji değiştirmeye gerek görmedi. NFP’nin mantığı, en radikalinden en sağcısına kadar tüm bileşenlerini merkez sağ ve Macron’u destekleyen partilerle fiili bir anlaşmaya dönük bir tartışmaya yöneltti. İlk turda üçüncü olan her NFP adayı, RN adaylarına karşı hükümeti ya da muhafazakar adayları desteklemek üzere çekildi. Bu durum NFP’nin, örneğin 2023’te emekli maaşlarına saldıran başbakan Elisabeth Borne’a ve son on yılların en ırkçı yasasının yaratıcısı olan içişleri bakanı Gérald Darmanin’e oy verilmesi çağrısında bulunmasına yol açtı.14 Darmanin 2022 başkanlık kampanyası sırasında Marine Le Pen’in göç ve İslamcılık konusunda “fazla yumuşak” olduğunu bile öne sürmüştü.
Haftalar içinde, faşizme karşı ılımlı da olsa sol bir programı savunmaktan, egemen sınıfın en neoliberal ve ırkçı akımlarından bazılarıyla içerikten ve mücadeleden yoksun bir işbirliğine geçmiş olduk. RN liderleri, bunun “düzene” karşı tek gerçek muhalefetin kendileri olduğunu gösterdiğini belirtmekte gecikmediler.
Hiçbir şey bitmedi
İşçi sınıfının iradesi sıklıkla sorunlu siyasi kanallar aracılığıyla ifade edilir. Bu örnekte, RN dışındaki adaylara oy verilmesi, RN’nin “diğerlerine benzemeyen bir parti” olduğu, somut bir tehlikeyi temsil ettiği ve ne pahasına olursa olsun iktidara gelmesinin engellenmesi gerektiği düşüncesinin geniş bir şekilde dillendirilmesini sağladı.
Ancak solun bu popüler ruh halinden iki sonuç çıkarması gerekirdi. Birincisi, RN oylarına karşı ırkçılık ve faşizme saldıran kitlesel mobilizasyonun, onları izleyen kitleyi daha da köşeye sıkıştırabileceği. İkincisiyse, RN’yi besleyen umutsuzluk siyasetine bir alternatif yaratmak için radikal sol toplumsal taleplerin ırkçılık karşıtı mücadele ile birleştirilmesi gerektiği.
NFP’nin kurucu bileşenleri bu sonuçlara varmadı. En solda yer alan Nouveau Parti Anticapitaliste’den (NPA; Yeni Antikapitalist Parti) Olivier Besancenot ve Binet sonucu bir zafer olarak kutladı.14 Bu, tehlikenin doğasını hafife almak anlamına geliyor ve gerekli strateji değişikliğinin önünde bir engel oluşturuyor. Zaferden bahsedenler, seçimlerin yarattığı durumun faşizm tehlikesini güçlendirdiğini anlamayı reddediyorlar. İlk olarak, RN çoğunluğu kazanamamış olsa da, belirtildiği gibi, oylarını önemli ölçüde arttırdı. Dahası, adaylarından yaklaşık 100’ü şiddetli ırkçı ve bazen açıkça faşist bir profil oluşturmasına rağmen oyları iki tur arasında değişmedi. İkincisi, Meclis’te çoğunluğun olmaması, RN’nin ilerleme kaydetmesine yol açanlarla aynı politikaları izleyecek bir hükümeti aday gösterme yetkisini Macron’a geri verdi. Bir önceki hükümetin istifa etmeden önceki son icraatının, faşist vekillerin oylarıyla kabul ettirdiği ırkçı göçmen karşıtı yasanın en sert yönlerini uygulayan kararnameleri yayınlamak olması manidardı.
Bu ırkçı politika, birçok toplumda burjuva egemenliğinin tercih edilen siyasi biçimi olan parlamenter demokrasinin temellerinin aşındığı, istikrarsızlığın hızlandığı koşullar altında uygulanacak. Bu satırların yazıldığı sırada kesin olan tek bir şey var: Fransa en az iki ay boyunca “resmi” bir hükümet olmadan yaşamış olacak. Yaz sonuna kadar acil bir kriz olmaksızın bir hükümet atanabileceğini varsayarsak, bu hükümet Meclis’teki oylara güvenerek yönetemeyecek. Kararnameler, tedbir kararları ve polis aracılığıyla devlet aygıtına giderek daha fazla güvenerek kendisini güç yoluyla kabul ettirmeye çalışacak.16
Parlamenter demokrasinin artmakta olan formel doğası politikacıların entrikalarına maruz kalan bir hükümetin kırılganlığını beraberinde getirecek ve ana akım siyasi partilere dönük popülist reddiye ortamını güçlendirecek. Seçimlerden iki hafta sonra yapılan bir kamuoyu yoklaması, her on Fransızdan yaklaşık dokuzunun mevcut siyasi partilerin ne “güvenilir” ne de “dürüst” olduğunu düşündüğünü ortaya koydu.17
Bir rahatlamadan bahsedenler, bunun stratejik sonuçlarına da dikkat etmeliler. Parlamenter demokrasinin çürümüş tahtalarını sağlamlaştırma stratejisi izlemek yerine, mücadelenin gerçekleşeceği zeminde, yani faşizme ve ırkçılığa karşı mücadele ve sınıf çatışması zemininde mücadele ve örgütlenme biçimleri geliştirmelidirler. Bu, NFP’nin politikalarından kopuş anlamına gelmektedir.
Devrime karşı Halk Cephesi
Faşizme karşı mücadele ile kapitalizme karşı mücadele arasında su geçirmez bir perde yoktur.18 Faşizme karşı mücadele bir savunma mücadelesidir: Parlamenter demokrasiyi değil, sınıfımızın örgütlenmesine olanak tanıyan demokratik kazanımları savunma mücadelesi.
Faşizmle etkin bir şekilde mücadele edebilmek için mümkün olan en geniş eylem birliğine ihtiyacımız var. Bunun pratik sonucu Leon Troçki’nin 1930’larda savunduğu birleşik cephedir.19 Faşizme karşı mücadele, sınıfımızın örgütlülüğünü ve birliğini geliştirirken bir yandan da özgüven ve politikanın genelleşmesini sağlar.
Fransa’da 1930’larda toplumsal mücadelelerin yeniden canlanmasını sağlayan, hatta Ağustos 1935’te Brest ve Toulon’da mücadelelerin ayaklanma biçimi almasını sağlayan da bu deneyimdi.20 Alman-Polonyalı Marksist Rosa Luxemburg tarafından tanımlandığı gibi bu, devrimci bir sürecin başlangıcıydı.21 Bu sürecin başlangıcı Halk Cephesi’nin 1936 Mayıs’ında kazandığı seçim zaferi değildi, bu sadece zincirin bir halkasıydı. Bu zafer, işçi sınıfının o güne kadar yeterince örgütlenmemiş kesimlerine dönük, patronların acımasız tahakkümünün ortadan kalkabileceğine dair bir işaretti. O yılın Mayıs ayında fırtınalı bir grev ve fabrika işgalleri hareketi başladı. İşverenlerin paniği, uzlaşmaya yönelmelerine neden oldu: 7 Haziran 1936’da Matignon Anlaşmaları imzalandı. Yeni hükümet ve sendika liderleri tarafından hareketin sınırlandırılacağına dair bir garanti verildi. Patronlara dayatılan kazanımlar, ücret artışları, 40 saatlik hafta, ücretli tatiller ve sendikal haklar dahil olmak üzere kayda değerdi. Bugün bunlar, seçimlerin ve hükümetin eylemlerinin sonucu olarak sunuluyor. Aslında bunlar grevlerin ve işgallerin meyveleriydi.
Bu kazanımlar hareketi durdurmadı. Hareket, anlaşmaların ardından genelleşti. Ancak Halk Cephesi hükümeti ve onu destekleyen güçler, stratejilerine ters düşen bu hareketi durdurmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Sosyalist Parti’nin radikal isimlerinden Marceau Pivert “Her şey mümkün” dediğinde, Komünist Parti’nin yayın organı L’Humanité‘deki bir başyazı buna şöyle yanıt vermişti: “Hayır! Artık her şey mümkün değil”.22
Faşizm tehlikesini bahane olarak kullanan Komünist Parti, devrim perspektifini burjuva olsun ya da olmasın demokrasiyi savunma perspektifiyle değiştirdi.23 İşçilerin taleplerinin büyümesine verdiği yanıt, şimdi zamanı olmadığını, bu taleplerin peşinden gitmenin orta sınıfları korkutacağını ve onları faşizmin kucağına atacağını savunmak oldu. Komünist Parti lideri Maurice Thorez, “Bir grevi nasıl bitireceğimizi bilmeliyiz” diyordu.24
Yerimiz, Halk Cephesi’nin sağa doğru evriminin aşamalarıyla politik ve sendikal liderliklerin harekete karşı defalarca tekrarlanan eylemlerini ayrıntılı olarak aktarmaya izin vermiyor. Sadece bir örnek vereceğim, çünkü anti-faşizm ile daha geniş mücadele arasındaki bağı gösteriyor. Fabrika mücadeleleri devam etti, daha da sertleşti ve devlet tarafından giderek daha fazla bastırıldı, sendika liderlikleri tarafından hareket edemez hâle getirildi ve çoğu zaman birbirlerinden yalıtıldı. Ardından, Mart 1937’de Halk Cephesi hükümeti reformları sürdürmek için bir “nefes alma alanı” ilan etti. Dönemin bir işveren dergisi memnuniyetini şöyle ilan ediyordu: “Bu bir nefes alma alanın fazlası: Bu bir dönüşümdür”.25 Aynı ay, yetkililer faşist bir partinin Paris’in banliyölerinden Clichy’de bir toplantı düzenlemesine izin verdi. Parti Social Français adlı bu faşist parti, hükümetin Haziran ayında feshettiği Croix de Feu’nun aldığı yeni biçimdi. Yerel sendika ve politik güçler tarafından bir karşı miting çağrısı yapıldı ve bunların önemli bir bölümü faşistlerin miting yapmasını engellemek için miting alanına gitmeye karar verdi. Çatışma faşistlerle değil, Halk Cephesi hükümetinin emriyle hareket eden polisle gerçekleşti. Birkaç kişi öldürüldü. Ulusal liderler “provokatörleri” (anti-faşistleri kastediyorlardı) kınadıklarında, bu durum sendika liderlerinin etkisiz kılmak için ellerinden geleni yaptıkları gösterileri ve kendiliğinden gelişen bir grev hareketini tetikledi.
Faşizmi geri püskürtmek mümkün
Bugün RN kitlesel bir seçmen kitlesine sahip, ancak henüz kitlesini faaliyete geçirebileceği bir güce dönüştürmeyi başaramadı. Bu konuda en ufak bir rehavete kapılmamalıyız, zira durum yakında RN’nin lehine dönebilir. Bu yaz İngiltere’de yaşanan ırkçı ayaklanmalar bunun bir işareti. Bunlar, ırkçı iklimin nasıl aşırı sağcı patlamalara yol açabileceğini gösterdi. RN’nin gücü göz önüne alındığında bunun Fransa’da nelere yol açabileceğini ancak tahmin edilebilir.
Ağustos başında Japonya merkezli olarak yaşanan borsa çalkantısı, hızlı ekonomik çöküşlerin gelebileceğini gösteriyor. Fransa’da küçük ve çok küçük işletmeler arasındaki iflaslar şimdiden rekor seviyeye ulaşmış durumda.26 Faşist sokak hareketlerinin temelinde hem tarihsel olarak hem de bugün öfkeli bir küçük burjuvazi yatıyor. Sandıkta faşistler ve sol arasında kaba bir denge olabilir, ancak şimdilik sol, eylemde harekete geçme kapasitesi bakımından daha güçlü. Haftalar süren seçim kampanyası bunu gösterdi.
Bu durum, ulusal düzeyde inisiyatif alınmasını beklemeden ırkçılığa ve faşizme karşı mücadeleyi inşa etmenin aciliyetini daha da arttırıyor. Mücadelenin inşası mahalle mahalle, işyeri işyeri uygulanmalı. Bu tür girişimlerin yapıldığı yerlerde sonuçlar da alındı. Bazı yerlerde bu çalışmalar en son seçimlerden önce başlamıştı. Diğer yerlerde ise kampanya sırasında yeni kolektifler kuruldu. Örneğin, Brittany’deki St Brieuc’de anti-faşist bir cephe 21 Nisan 2024’te 2000 kişiyi bir araya getiren birleşik bir gösteri düzenledi.27 Normandiya’daki Le Havre’de, 2023’te RN’nin ulusal toplantısına karşı kurulan bağlantılar, seçim kampanyası sırasında özellikle faşizmi hedef alan tek kitlesel birleşik inisiyatifin örgütlenmesini mümkün kıldı.28 Yine Brittany’deki Rennes’de, kampanya sırasında anti-faşist meclisler örgütlendi ve üç farklı mahallede koordinasyon içinde çalıştılar. St Brieuc örneğinden esinlenen bu meclisler diğer iki göçmen dayanışma ağıyla birleşerek faşizme karşı ortak bir cephe oluşturdu.
Paris’te, Haziran ayındaki Avrupa seçimlerinden birkaç gün önce, genç bir yoldaşın Naziler tarafından öldürülmesini anmak üzere her yıl düzenlenen bir gösteri gerçekleşti. Bu gösteri faşizme karşı mücadelenin, Filistin halkıyla dayanışmanın ve kağıtsızlar (sans-papiers) ve genç göçmenlerle dayanışma mücadelesinin bir araya gelişini net bir şekilde ortaya koydu. 14 Temmuz’da Paris’te Marche des Solidarités, sans papiers kolektifleri ve Filistin ile dayanışma hareketi tarafından öncülük edilen, faşizm, ırkçılık ve sömürgecilik karşıtı bir gösteri düzenlendi.
1930’larla aramızdaki en önemli fark, mücadele seviyesinin düşük olduğu bir durumdan başlamıyor olmamız. Parlamenter çıkmaz nedeniyle “yukarıdan” perspektiflerin mevcut olmaması, “aşağıdan” girişimleri destekleyecektir. Mücadeleci sendikal sektörleri ve taban örgütlerini geliştirmek için fırsatlar sağlayacak mücadeleler gerçekleşecektir. Mesele bu mücadeleler için anti-faşizmi bir önkoşul hâline getirmek değil, ancak bu mücadeleler ırkçılığa ve faşizme karşı argümanlar ve mücadele zeminleri geliştirme fırsatı sağlamalıdır. Emekli maaşları konusunda 2023 hareketi örneğinden yararlanmalıyız. Bu hareketin yenilgisine yol açan şey, Halk Cephesi’nin başka bir isim altında, sendikalar arası liderlik olan “l’intersyndicale ”nin siyasi mantığıydı. Bununla birlikte, ırkçılığa ve faşizme karşı mücadele ile bir bağlantı kurulamaması da bu hareketin RN’nin kitlesi üzerinde hiçbir etki yaratamamasına neden olmuştu.29
Halk Cephesi’ne karşı mücadele
1930’lardaki Fransa örneği, devrimci bir dinamiğin, hareket ile devleti ve Halk Cephesi liderlerini nasıl karşı karşıya getirdiğini göstermektedir. Bu hareketin aynı zamanda başlangıçta ve özellikle Haziran 1936’da, liderleri Halk Cephesini savunan örgütlerin üyeliklerinde ciddi bir patlamaya yol açması çelişkili görünebilir. Birkaç ay içinde CGT üye sayısını dörde katlayarak dört milyona çıkardı. Aynı durum, yaygın olarak devrimci bir parti olarak tanımlanan ve bu dönemde bir kitle partisi hâline gelen Komünist Parti için de geçerliydi.
Bu, radikalleşme sürecinin bir parçasıydı. Hareket, o güne kadar pasif olan işçi sınıfı katmanlarını arkasına aldı. Şubat 1934 hareketi içinde politik aktivistlerin en geniş şekilde varlık gösterdiği, işçi sınıfının en örgütlü kesimi tarafından yönlendirilirken; fırtınalı Haziran hareketi sendikaların en zayıf olduğu sektörler tarafından yönlendirildi.30 Bu sektörler arasında metalurji, tekstil, kimya ve büyük mağazalar yer alıyordu. Mücadelelere yanıt olarak en güçlü örgütsel büyüme bu sektörlerde görüldü. Bu durum, liderlerin bir süre için hareketi kontrol etmekte neden zorlandıklarını açıklamaktadır. Aynı zamanda bu yeni, politik olarak daha az donanımlı aktivistlerin uzun vadede katıldıkları örgütlerin politikalarına neden daha az direnebildiklerini de açıklamaktadır.
Cevap, Şubat 1934’ün politik olarak daha iyi silahlanmış militanları ile Haziran 1936’daki grev dalgasının radikal ve coşkulu unsurlarının ortak bir örgütlenmesinde bulunabilirdi. Yine de Haziran 1936’da en örgütlü sektörlerde grev olmamasının açıklaması, bu sektörlerdeki aktivistlerin çoğunlukla liderlerinin çizgisini desteklemesi ve hükümetin taleplerini karşılamasını “beklemesidir”. Ne var ki resmin tamamı bu değildir. Daha 1935’te Sosyalist Parti’de ve Komünist Parti’de Halk Cephesi’ne yönelik bir eleştiri geliştiren sol muhalefetler vardı.31 Ancak, kendilerini hareketten soyutlamamak kaygısıyla, Halk Cephesi’ne ve partilerine yönelik tutumları belirsiz kaldı. Bu nedenle, ne bağımsız bir devrimci perspektifi yaygınlaştırıp hareketi zenginleştirebildiler ne de bu mücadelede tutarlı bir siyasi gücü bir araya getirebildiler. Sosyalist Parti içindeki sol muhalefet nihayet 1938’de dışlandı ve hızla marjinalleşti. Komünist Parti içindeki muhalefet ihraçlar yoluyla giderek yok edildi. Halk Cephesi’nden bağımsız olarak var olan muhalifler sayısal olarak çok zayıftı ve işçi sınıfı içinde önemli bir rol oynayamayacak kadar az kök salmışlardı.32
Faşizm, nihai gerçekliği “ya onlar ya biz” olan kapitalizmin krizinin hem ifadesi hem de sonucudur. Meseleler barışçıl bir şekilde çözülmeyecektir. Halk Cephesi siyasetinin egemen olmasına izin vermek, basitçe yenilgimize hazırlanmak demektir. Sınıfımız için özerkliği ve faşizme karşı mücadeleyi inşa etmek istiyorsak, netleşme kaçınılmazdır. Bu somut olarak hayata geçirilmelidir. Bu politikaları açıkça savunmak, inisiyatifler ortaya koymak, her yerelde ve her işyerinde deneyimleri test etmek ve bunlardan öğrenmek için daha fazla devrimciye ihtiyacımız var. İşçi sınıfı içinde kök salmış olmak, mücadele düzeyi yükseldiğinde ve hareketin geleneksel liderliklerinin çıkmazı daha belirgin hâle geldiğinde bu politikaların bir alternatif olabilmesinin de koşuludur.
Komünist Parti’nin 1930’larda temsil ettiği engel artık mevcut değil. Fransa genelinde kolektifler, aynı yöne bakan aktivist grupları var. İşler hızla ilerleyebilir ve devrimci bir örgütün gelişmesine olanak tanıyabilir ancak zaman kısa.
(Çeviren: Can Irmak Özinanır)
Dipnotlar:
- Bu yazı geniş bir Marksist yazından yararlanmaktadır. Faşizm üzerine bkz: Zetkin, 2017; Guidicelli, 2017; Thomas, 2019. Halk Cephesi üzerine bkz: Danos ve Gibelin, 1986 ve Kimber, 2024.
- Fransa, komün olarak bilinen 30.000’den fazla idari bölgeden oluşmaktadır. RN faşist bir partidir. Başarısı, 1970’lerin başında kendini faşist ilan edenlerin uyguladığı ve RN’ye dönüşen Ulusal Cephe’nin kurulmasına yol açan stratejiye karşılık gelmektedir. Bkz: Wolfreys, 2017.
- Bkz. Orange, 2024. Financial Times bile işverenler arasındaki paniği aktararak RN’nin sadece patronların bir aracı olduğu teorisini zayıflattı. Şimdiye kadar, RN işverenlerin çoğunluğunun tercih ettiği bir seçenek olmamıştı.
- Binet, 2024.
- Wolfreys, 2017.
- 1990’larda Fransa’daki anti-faşist mücadele hakkında bkz. Godard 2017.
- Bu argümanlar hakkında daha fazla bilgi için bkz. Godard 2022.
- Birlikler (Fransızca: ligues d’extrême droite) çeşitli faşist örgütlerden oluşuyordu. 1920’lerde en önde geleni Action Française idi. 1930’a gelindiğinde Croix de Feu önde gelen faşist gruptu.
- Guérin, 1963.
- Prost, 2006.
- Paxton, 2004.
- Bu ifade ilk olarak La France Insoumise (LFI; Boyun Eğmeyen Fransa) partisinin sol kanat lideri Jean-Luc Mélenchon tarafından 2022 yılında kullanılmış ve sol tarafından yaygın bir şekilde benimsenmiştir.
- Mélanchon’un LFI’sının diğer güçlerden bağımsız olarak durduğu ve Filistin’i merkezi bir mesele hâline getirdiği Avrupa seçimlerinin aksine. Özellikle Sosyalist Parti ile programatik birliktelik bu konuyu gölgede bıraktı.
- “Göçü kontrol altına alma, entegrasyonu geliştirme yasası” diğer önlemlerin yanı sıra sınır kontrollerini sıkılaştırmak, göçmenleri sınır dışı etmek ve sosyal yardımlara erişimi kısıtlamak üzere tasarlandı.
- Hareketin diğer bileşenlerinin çoğu bunun bir erteleme olduğu konusunda daha akılcı konuştu. Okuyucular, bitmek bilmeyen bir halk toplantısında yapılan konuşmaları dinleyebilirler: www.youtube.com/watch?v=wVOVnCVyUnY. Kendi adıma, 14 Temmuz’daki gösteride kullandığım terim “rahatlama” idi: www.youtube.com/watch?v=HF0GWnZyMrk.
- Bu durum bazı açılardan Hitler’e zemin hazırlayan Almanya’daki Weimar Cumhuriyeti’ni anımsatmaktadır.
- Kamuoyu araştırması muhafazakar Le Figaro gazetesi için yapılmıştı, yani sorunun kendisi popülistti: partileri birbirinden ayırmadan bir araya getiriyordu.
- Bu noktalar hakkında ayrıca bkz. Godard 2023a.
- Trotsky, 1971.
- Bkz: https://bourrasque-info.org/spip.php?article100.
- Luxemburg, 2005.
- Aktaran, Nora, 1964.
- Halk Cephesi, Stalinleşmiş Üçüncü Enternasyonal’in tüm Komünist Partilere dayattığı bir politikaya adını verdi. İspanya’da sonuç devrimin yenilgisi ve Francoizm’in zaferi oldu-bkz Morrow, 1963.
- Aktaran, Cliff, 1993.
- Bkz. Bantigny, 2023.
- Dendri, 2024.
- Jalel ve Manu, 2024. St Brieuc 45.000 nüfuslu küçük bir kasabadır.
- Zerouali, 2024.
- Godard, 2023b.
- Cliff, 1993.
KAYNAKÇA
Bantigny, Ludivine, 2023, “Les grèves de 1936 et leurs suites”, Positions, https://positions-revue.fr/les-greves-de-1936-et-leurs-suites/
Binet, Sophie, 2024, “Sophie Binet et la CGT à la hauteur de l’histoire”, Facebook (18 Haziran), https://www.facebook.com/JLMelenchon/videos/sophie-binet-et-la-cgt-%C3%A0-la-hauteur-de-lhistoire/1396946971013947/
Broué, Pierre, and Nicole Dorey, 1966, “Critiques de gauche et opposition révolutionnaire au front populaire”, Le mouvement social, 54, www.marxists.org/francais/broue/works/1966/01/broue_dorey_frpop.html
Cliff, Tony, 1993, Trotsky: The Darker the Night the Brighter the Star (Bookmarks), www.marxists.org/archive/cliff/works/1993/trotsky4/09-france.html
Dendri, Nicolas, 2024, “Les défaillances d’entreprises: vers un niveau record en 2024?” Actu-Juridique.fr (23 Nisan), www.actu-juridique.fr/affaires/entreprises-en-difficulte/les-defaillances-dentreprises-vers-un-niveau-record-en-2024/
Denos, Jacques, and Marcel Gibelin, 1986, June ’36: Class Struggle and the Popular Front in France (Bookmarks).
Ferrat, André, 2024 [1935], “André Ferrat: La lutte contre le fascisme et l’Internationale communiste”, sinedjib.com (6 Haziran), https://sinedjib.com/index.php/2024/07/06/ferrat-2/
Giudicelli, Vanina, 2017, “Existe-t-il un danger fasciste en France?”, A2C (20 Nisan), www.autonomiedeclasse.org/antifascisme/existe-t-il-un-danger-fasciste-en-france/
Godard, Denis, 2017, “Stratégie antifasciste: 5 exemples historiques”, A2C (12 Nisan), www.autonomiedeclasse.org/antifascisme/strategie-antifasciste-5-exemples-historiques-pour-ouvrir-une-reflexion/
Godard, Denis, 2022, “Front populaire et anti-fascisme de masse: quand vaincre le fascisme devint possible”, A2C (12 Aralık), www.autonomiedeclasse.org/histoire/front-populaire-et-antifascisme-de-masse-quand-vaincre-le-fascisme-devient-possible/
Godard, Denis, 2023a, “Front Populaire: La Révolution est-elle possible?”, A2C (30 Ocak), www.autonomiedeclasse.org/histoire/front-populaire-la-revolution-est-elle-possible/
Godard, Denis, 2023b, “Workers Shake Macron: Snapshots from the Struggle in France”, International Socialism 179 (summer), http://isj.org.uk/workers-shake-macron/
Guérin, Daniel, 1963, Front Populaire: Révolution manquée (Julliard)
Jalel and Manu, 2024, “Retours d’expérience de ripostes antifascistes locales”, A2C (12 Haziran), www.autonomiedeclasse.org/antifascisme/retours-dexperience-de-ripostes-antifascistes-locales/
Kimber, Charlie, 2024, “What are the Lessons from the Popular Front Against Fascism in 1930s France?”, Socialist Worker (15 Haziran), https://socialistworker.co.uk/long-reads/what-are-the-lessons-from-the-popular-front-against-fascism-in-1930s-france/
Luxemburg, Rosa, 2005 [1906], The Mass Strike (Bookmarks), www.marxists.org/archive/luxemburg/1906/mass-strike/
Morrow, Felix, 1963 [1938], Revolution and Counter-Revolution in Spain (New Park), www.marxists.org/archive/morrow-felix/1938/revolution-spain/
Nora, Pierre, 1964, “Le P.C. français entre Moscou et Paris”, Le Monde (December), www.monde-diplomatique.fr/1964/12/NORA/26394
Orange, Martine, 2024, “Le patronat se prépare à collaborer avec le RN”, Mediapart (20 June), www.mediapart.fr/journal/economie-et-social/200624/le-patronat-se-prepare-collaborer-avec-le-rn</references>
Paxton, Robert, 2005, The Anatomy of Fascism (Allen Lane).
Prost, Antoine, 2006, Autour du Front Populaire (Éditions du Seuil).
Thomas, Mark L, 2019, “Fascism in Europe Today”, International Socialism 162 (spring), http://isj.org.uk/fascism-in-europe-today
Trotsky, Leon, 1971, The Struggle Against Fascism in Germany (Pelican).
Wolfreys, Jim, 2017, “The Dangers of Detoxification”, Jacobin (20 Nisan) https://jacobin.com/2017/04/national-front-detoxification-marine-le-pen-fascism-france-elections/
Zerouali, Khedidja, 2024, “Au Havre, du rap et des punchlines contre l’extrême droite”, Mediapart (23 Haziran), https://www.mediapart.fr/journal/politique/230624/au-havre-du-rap-et-des-punchlines-contre-l-extreme-droite
Zetkin, Klara, 2017, Fighting Fascism—How to Struggle and How to Win (Haymarket), www.marxists.org/archive/zetkin/1923/06/struggle-against-fascism.html