Judith Orr
Nisan 2022’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları incelendiğinde, Fransa’da 1930’lardan beri hiç görülmemiş bir kutuplaşma olduğu görülüyor.
Daha önce Ulusal Cephe olarak bilinen ve Nazi işbirlikçileri ile Holokost’u inkar edenler tarafından kurulan Ulusal Birlik (RN) partisinin faşist lideri Marine Le Pen, seçimin ilk turunda ikinci olurken başlıca radikal sol aday “Boyun Eğmeyen Fransa” partisinden (FI) Jean-Luc Mélenchon küçük bir farkla üçüncü oldu. Le Pen ve Mélenchon arasında sadece 420.000 oy vardı.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ikinci kez görevde. Yine de bu, Fransa’daki siyasi mücadelede bir çözülme olduğu anlamına gelmiyor; tam tersine yeni mücadelelere kapı aralamış oldu. Özellikle de Le Pen’in şimdiye kadarki en yüksek oyu alması, aşırı sağ ve faşistlere karşı mücadelenin nasıl örgütleneceği konusunu gündeme getiriyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken kaleme aldığım ve International Socialism’in bir önceki sayısındaki yayımlanan yazımla birlikte okunması gereken bu makale, seçimin sonuçlarını irdelemeye odaklı olacak.1 Le Pen’e kimlerin ve neden oy verdiğini, bunun bize Fransız siyaseti hakkında ne anlattığını ve gelecek için ne anlama geldiğini inceleyeceğim.
Başlarken dört noktayı vurgulamam gerekiyor.
İlk olarak, Le Pen’in zafere ne kadar yaklaştığının farkına varılmalıdır (Bkz. Tablo 1). Özellikle de sonuçları önceki başkanlık seçimleriyle karşılaştırdığımızda oy oranındaki artışın çok belirgin olduğu görülebilir. Marine Le Pen, eski parti lideri babası Jean-Marie Le Pen’in girdiği üç cumhurbaşkanlığı seçiminin her birinden almış olduğu oylardan fazlasını aldı; hatta bu son seçimde babasının aldığı en iyi oyun bile iki katına ulaştı (Bkz. Tablo 2). Marine Le Pen’in seçim gecesindeki konuşmasında aldığı oy miktarını “çarpıcı bir zafer” olarak sunmasının altında genişleyen bu destek yatıyor. RN’nin 26 yaşındaki başkanı Jordan Bardella, Le Pen’in 2017’de Fransa’nın 101 bölgesinden 28’ini kazandığına dikkat çekerek, “Bir dahaki sefere sonuna kadar gideceğiz” dedi.2
Tablo 1: 2022 CUMHURBAŞKANLIĞI seçim sonuçları (%)
* 2017 sonuçları parantez içinde gösterilmiştir
Aday | 2022 ilk tur | 2022 ikinci tur |
Macron (LREM) | 27.8 (24) | 58.5 (2017: 66.1) |
Le Pen (RN) | 23.2 (21.3) | 41.5 (2017: 33.9) |
Melenchon (Fİ) | 22 (19.6) | |
Zemmour (Reconquête) | 7.1 | |
Pécresse (Cumhuriyetçiler) | 4.8 (20*) | |
Jadot (Yeşiller) | 4.6 | |
Lassalle (Direniş Partisi) | 3.1 (1.2) | |
Roussel (Komünist Parti) | 2.3 | |
Dupont-Aignan (DLF) | 2.1 (4.7) | |
Hidalgo (Sosyalist Parti) | 1.8 (6.4*) | |
Poutou (NPA) | 0.8 (1.1) | |
Arthaud (LO) | 0.6 (0.6) | |
* 2017 yılında farklı bir adayları vardı. | ||
Kaynak: Politico
LREM = Cumhuriyet Yürüyüşü, RN = Ulusal Birlik, Fİ = Boyun Eğmeyen Fransa, Reconquête = Yeniden Fetih, DLF = Ayağa Kalk Fransa NAP= Yeni Antikapitalist Parti, LO= İşçi Mücadelesi. |
Tablo 2: RN’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki oy yüzdesi
Tablo 2: RN’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki oy yüzdesi |
||
Aday | Yıl | Yüzde |
Jean-Marie Le Pen | 1988 | 0.7 |
Jean-Marie Le Pen | 1988 | 14.4 |
Jean-Marie Le Pen | 1995 | 15 |
Jean-Marie Le Pen | 2002 | 17.8 (2. tur) |
Jean-Marie Le Pen | 2007 | 10.44 |
Marine Le Pen | 2012 | 22 |
Marine Le Pen | 2017 | 33.9 (2. tur) |
Marine Le Pen | 2022 | 41.5 (2. tur) |
Kaynak: Politico |
İkincisi de şudur; bu seçim sonuçları Macron’dan ne kadar nefret edildiğini de gösteriyor. Evet, kazandı; yine de ikinci turda karşısındaki tek alternatif Le Pen olmasına rağmen çekimser oyların oranı bir hayli yüksekti. 2017’de Le Pen’i durdurmak için “burnunu kapatarak” Macron’a oy verenlerin çoğu belli ki bu sefer aynı tutumu sergilemekten kaçınmış.
Üçüncü olarak, Mélenchon’un seçimin ilk turunda ulaştığı oy oranıyla Fransa’da daha güçlü bir sol seçim mücadelesinin geliştirilmesinin mümkün olduğu görüldü. Beş yıl öncesine göre, oylarını yarım milyondan fazla artırarak 7,7 milyona ulaştı ki bu da tüm oyların %22’sini aldığı anlamına geliyor.
Son olarak; sonuçlar Macron’un 2017’deki ilk zaferinden bu yana anlaşılmaya başlanan bir şeyi, yani Fransız siyasetine on yıllardır egemen olmuş yerleşik büyük siyasi blokların tamamen çöktüğünü doğruladı. Parti Socialiste (Sosyalist Parti, SP) adayı, Paris belediye başkanı Anne Hidalgo, yüzde 1,8’lik ciddiye bile alınamayacak bir oy oranı elde etti; oysa 2012’de SP, Fransa’nın en büyük partisi olmuş ve o yılki seçimlerde Cumhurbaşkanlığını kazandığı gibi, parlamentoda en fazla sandalye sayısını elde eden parti konumuna da gelmişti. Bir merkez sol partiye verilen desteğin bu denli çöküşü sadece Fransa ile sınırlı kalmadı; Avrupa’nın başka yerlerinde de, örneğin Macaristan, Yunanistan ve İtalya’da da görüldü. Bu arada muhafazakar Les Républicains (Cumhuriyetçiler) adayı Valérie Pécresse yalnızca yüzde 4,8 oy alabildi; 2017’de partinin adayı François Fillon oyların yüzde 20’sinden fazlasını alarak üçüncü olmuştu.
Macron
Macron, kendisinin ve politikalarının coşkulu bir şekilde desteklendiği bir seçim zaferi elde etmediğini biliyor. Ukrayna’daki savaşta “küresel diplomat” olarak üstlendiğini düşündüğü abartılı rolüne fazlasıyla güveniyordu, oysa bu rolü de ona beklediğini vermedi. Bilakis, görevdeki ilk döneminde uyguladığı sermaye yanlısı politikaları nedeniyle birçok seçmen tarafından “zenginlerin başkanı” olarak görülüp kınandı. İşletmelerin vergilerini düşürmüş, servet vergisini kaldırmış, şirketlerin işçileri kolayca işten çıkarmasının önünü açmıştı ve Fransa seçime giderken hâlâ emeklilik yaşını yükseltmeye çalışıyordu. Ayrıca sokaklardaki muhalif her türlü gösteriye karşı polis şiddetini harekete geçirdi. Üstelik, Le Pen’in ırkçılığına meydan okumak yerine, Fransa’daki Müslümanları daha da şeytanlaştıran ve İslamofobinin kışkırtılmasını teşvik eden yasalar çıkardı.3
Macron, 2017’ye oranla daha az oy aldı ve seçime katılım oranı yüzde 72 ile son dönemlerin en düşük seviyesindeydi. Toplamda 17 milyon kişinin – kayıtlı seçmenlerin üçte birinden fazlası– her iki adayı da fiilen reddettiği ve ikinci turda oy kullanmadığı görülüyor.4 İkinci turda her iki adaya da oy vermeyen seçmenlerin büyük bir kısmını gençler oluşturuyordu. Öyle ki 35 yaşın altındaki seçmenlerin yüzde 40’ı iki adaya da oy vermedi. Daha net bir şekilde ifade edilirse, sandığa gidenlerin yüzde 8,6’sı, her iki adayı da istemediğini göstermek için “ret” oyu kullandı.5
Bu yıl, seçmenlere ana akım merkez sağ adaya oy vererek Le Pen’in başkanlığını önleyebileceklerinin gösterildiği o ilk seferden çok farklıydı. O süreç, Jean-Marie Le Pen’in 2002’de Jacques Chirac’a karşı ikinci tura çıkmasıyla başlamıştı. Marine Le Pen’in yükselen oyu, faşistleri engelleme stratejisi olarak görülen bu tutumun faydasızlığını açık ve net biçimde gözler önüne seriyor. Birbirini izleyen muhafazakar başkanların seçim zaferi, Le Pen’i baltalamak şöyle dursun, siyasi gündemin sağa kaymasına neden oldu ve aşırı sağa daha fazla meşruiyet kazandırdı.
Marine Le Pen
Marine Le Pen’in ilk turda aldığı oylar, derginin önceki sayısında geçmişini ve kampanya stratejisini anlatmış olduğum aşırı sağcı aday Éric Zemmour’un elde ettiği yüzde 7’lik oy oranıyla birlikte okunmalı. O yazımda bahsettiğim gibi, Zemmour’un elde ettiği hızlı yükseliş – ki bu onun ilk seçimiydi– Le Pen’in son on yılda RN’yi temize çekmek için başvurduğu siyasi stratejinin bir sonucudur ki bu sayede RN’den daha da sağdaki bir alanı doldurmayı başarmıştır.6
Le Pen uzun yıllar boyunca partisini Fransa faşizminin siyasi köklerinden uzaklaştırmaya ve kendisini daha ılımlı bir aday olarak sunmaya adandı. Partinin bu “şeytan çıkarma çabaları”nın birçok açıdan faydalı sonuçlar getirdiği çok açıktı. Anketörler, oy tahminlerinde önceki seçimlere göre daha başarılı olunduğunu, çünkü Le Pen’e oy vermeyi planlayan seçmenin bunu açıkça dile getirmeye başladığını gösterdi. RN’yi desteklemekle ilgili tabular zayıfladı; baba Le Pen’i çevreleyen “karantina kuşağı” dikkat çekici biçimde daraldı. Örneğin, Chirac, 2002 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turundayken, karşısında Jean-Marie Le Pen’in olacağı bir televizyon yayına katılmayı reddetmişti. Ancak, 2022’de Marine Le Pen ile bir röportaj yapıldı ve bu röportajı medyada yer bulunca, bu kez Macron ile, seçimlerden önce gerçekleştirilen bir televizyon yayınında karşı karşıya gelip tartışma fırsatı buldu. Artık kendisi ve siyasi görüşleri Fransa için kabul edilemez statüsünde değildi. Giderek artacak şekilde İslamofobik retoriğe başvurdu ve ırkçı politikalarla karakterize edilen ana akım siyasetle bütünleşmiş bir oyuncu haline geldi.
Economist’in belirttiği gibi, göçmenlerin Fransa’yı ele geçirmesiyle ilgili aşırı sağ anlatılar da dahil olmak üzere, Fransa’da ırkçılıkla ilgili en aşırı görüşlerin bile ana akım haline getirildiğini görmüş olduk. Dahası, aşırı sağcılar arasında küresel ölçekte popülerlik kazanan “Büyük Yer Değiştirme” adlı komplo teorisini ortaya atan beyaz milliyetçi yazar Renaud Camus bile bugünlerde bir TV yıldızına dönüştü: “Bay Camus, inzivasından çıkarak stüdyo konuğu haline geldi…
Gelecek vadeden başkan adayları, tartışma moderatörleri tarafından ve en ufak bir utanç duyulmadan, “Büyük Yer Değiştirme” konusundaki düşüncelerini paylaşmaları için stüdyoya davet ediliyorlar”.7 Ana akım gündem Le Pen’in ırkçı anlatısını meşrulaştırıp onun (ve artık diğer aşırı sağ güçlerin de) kamu gündemini daha da sağa itmesine olanak tanıyor. Böylece önceki makalelerde anlattığım kısır döngü devam etmiş oluyor.8 Bu, son derece tehlike sonuçlar doğurur. Ancak cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında Le Pen, bir sonraki bölümde ayrıntılarıyla ele alacağım gibi, partinin ırkçı gündemini geri planda tutmaya özen gösterdi.
Le Pen’e kim ve neden oy verdi?
Le Pen, seçim propagandasını ekonomik ve sınıfsal meseleler üzerine inşa etti. Düşük gelirli olan ve fırsat eşitsizliğinden yakınan, Macron ve diğer politikacılar tarafından görmezden gelinmiş, “geride bırakıldıklarını” söyleyen kişilere odaklandı. Son yıllardaki bu tutumuyla, Fransa’nın güneyindeki aşırı sağcı bölgelere sıkışan partisinin sınırları aşıp genişlemesini sağladı. Büyük endüstrilerin kaybı nedeniyle birkaç nesildir işsizlik ve yoksulluk yaşamakta olan kuzey Fransa’nın “pas kuşağı”nda güçlü bir taban oluşturdu. Veriler, en büyük desteğin büyük şehir merkezlerinden değil, daha küçük yerleşim bölgelerinden, kırsal ve yarı kırsal bölgelerden geldiğini doğrulamaktadır. Örneğin, nüfusu 100.000’in üzerinde olan şehirlerde seçmenlerin yüzde 25’i destek verirken, bu oran nüfusu 1000’den az olan yerleşim bölgelerinde yüzde 51’e ulaşıyordu.
Le Pen, artan yaşam maliyetleriyle mücadele eden nüfusa hitap ederek bazı ekonomik vaatlerde bulundu. Sözgelimi, büyük petrol şirketlerinin vergilerini artırıp; elektrik, gaz ve akaryakıttan alınan KDV’yi yüzde 20’den yüzde 5,5’e indireceğini söyledi. Ayrıca serbest meslek sahipleri için gelir vergisini azaltma ve emeklilik yaşını düşürme sözü de verdi. Bu politikaları ve yıllarca süren kampanyaları sonucunda, “mavi yakalılardan beyaz yakalılara kadar” tüm işçi sınıfı oylarının yüzde 58’ini almayı başardı. Buna karşın Macron da “üst düzey işletme yöneticileri ve çok yüksek profilli meslek sınıfları” oylarının yüzde 74’ünü aldı.9 Financial Times, 2017 cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana ittifak değiştiren “komünlerin” (idari bölgelerin) ekonomik arka planının altını çiziyordu: “İşsizlik oranının ortalamanın çok üzerinde olduğu bu bölgelerde büyük çoğunluk (yüzde 97) Macron’dan Le Pen’e geçti.”10 Anketörler, “geçimini sağlayabilmek için mücadele eden” bu seçmenlerin yüzde 59’unun Le Pen’e oy vereceğini, Macron’un ise buradan sadece yüzde 41’lik bir dilim koparabildiğini bildirdiler.11
Le Pen ayrıca özellikle bu yönde geliştirilmiş bazı politikalarıyla genç seçmenleri de hedef alıp 30 yaşın altındaki kişilere uygulanan vergileri kaldıracağının sözünü verdi ve öğrencilere daha fazla finansal destek sundu. İklim değişikliği ve hayvan hakları konularına sıkça değindi, geçmişte olduğu gibi bugün de hâlâ bir kadın hakları savunucusu olduğunu vurgulayan konuşmalar yaptı. Sonuç olarak Macron, 60 yaş üstü ve emekli nüfus arasında Marine Le Pen’in önünde olmasına rağmen, 25-49 yaş aralığında düşük bir oy oranında kaldı.12 Partinin başına geçtikten sonraki dönemde kazanılan genç seçmen sayısındaki artışın sebebi budur. Öyle ki, 21. yüzyılda gerçekleştirilen her bir seçimde RN’yi destekleyen genç seçmen sayısı giderek daha da arttı. 2022’de “Oy kullanan 25-34 yaş nüfusun yüzde 49’u Le Pen’i seçti – genel nüfusun yüzde 41’inden biraz fazlası ve 70 yaş üzeri seçmenlerin yüzde 29”.13 Le Pen ise 50-59 yaş aralığında önde gidiyordu.14
Ne var ki Le Pen, geçim sıkıntısını ve diğer ekonomik sorunları kampanyasının vitrinine koymuş olsa da ırkçı gündemini gözlerden gizlemeyi başaramadı. Örneğin, hayvan hakları konusunu gündeme getirirken bile meseleyi ırksallaştırıp “helal” ve “koşer” gıda aleyhine kullandı. Çevreden bahsederken “milliyetçi” ekolojiye atıfta bulundu ve kadınların uğradığı baskıdan göçmenler ile Müslümanları sorumlu tutarak sözüm ona kadın haklarını savunmuş oldu.15 Başörtüsünü “İslamcı üniforma” olarak nitelendirdi ve kamusal alanda giyilmesini yasaklayacağını açıkladı. Kadın özgürlüğünü savunduğunu iddia ederek, baştan sona ayrımcı olan bu politikayı haklı çıkarmaya çalıştı: “Kadınlar buna zorlanıyor. Giymeyenler tecrit ediliyor, baskılara maruz kalıyor ve hatta bazen hakarete uğruyorlar… Buna izin vermeyeceğim. Fransa’daki tüm kadınlar özgürce yaşayabilmeli”.16
Seçimden kısa bir süre sonra Sunday Times gazetesinin Jean-Marie Le Pen ile yaptığı bir röportaj, oylarının artmasıyla ortaya çıkan tehlikeyi gözler önüne serdi: “Bence sonuç gelecek için umut verici, ki umut hareketin asıl gücüdür. Buraya ulaştığınızda çoğunluğa erişiyor ve dolayısıyla seçimi kazanmaya yaklaşıyorsunuz”.17 Her iki Le Pen de partinin seçim projesini uzun vadeli bir perspektiften görüyordu. Aynı röportajda Jean-Marie Le Pen, kendisiyle söyleşi yapan Peter Conradi’nin bildirdiği gibi, Nazi soykırımının yalnızca “II. Dünya Savaşı tarihinin bir ayrıntısı” olduğu şeklindeki, Holokost’u inkar eden açıklamasını tekrar etmekten mutlu görünüyordu:
Bundan keyif alıyormuş gibi görünüyor ve bu tiksindirici görüşlerini biraz yumuşatmak için hiçbir girişimde bulunmuyor. Holokost’u küçümseme tutumundan pişman olup olmadığını sorduğumda, ‘Skandal olarak damgalanacak ne dedim ki?’ diye karşılık verdi; ‘Savaş tarihinin bir detayı değilse, neydi?’
Ayrıca Marine Le Pen’in, geleceği temsil ettiğine inandığı yeğeni Marion Maréchal ile yakın ilişkide olduğunu ve RN ile Zemmour arasındaki birliği savunduğunu da doğrulaşmıştı. Le Pen ailesinin bu üyeleri ve onların destekçileri Marine Le Pen için, partinin geleceğine ilişkin vizyonunun bir parçası olmayabilir, ancak ne onlar ne de siyasi emelleri ortadan kalktı.
Taban kayması
Başkanlık seçiminin etkisiyle, siyasi yelpazede yeni bir taban kayması süreci başladı. Şimdi en sağda Marine Le Pen ve Zemmour, radikal solda Mélenchon ve “aşırı sağ merkezde” Macron bulunuyor ve seçmenlerin de kendilerini bu oluşuma göre yeniden yapılandırmaya çalıştığını görüyoruz. Bu gelişmeler, seçimin etkisini en üst düzeye çıkarma arzusundan kaynaklanmakla birlikte, aynı zamanda sahadaki gerçek güçleri ve Fransız siyasetinin yeni gerçekliğini de yansıtmaktadır.
Mélenchon’un yüzde 22’lik ilk tur oyu, siyasi kaymanın sadece sağa doğru gerçekleşmediğini ve seçmenlerin önemli bir bölümünün hem Marcon’a hem de Le Pen’e bir alternatif sunulacak şekilde örgütlenebileceğini gösteriyor. Mélenchon’a verilen destek bilhassa büyük şehirlerde güçlüydü ve anketler Müslüman seçmenlerin yüzde 69’unu kazandığını gösteriyordu. Oylarını, Macron’a karşı yürüttüğü sert muhalefet sayesinde artırdı ve ikinci turda, Macron’a oy verenlerden (yüzde
42) daha fazla Mélenchon seçmeninin çekimser kaldığı görülüyordu (yüzde 45).18 İlk turun sonuçları açıklanır açıklanmaz Mélenchon, Haziran ayındaki seçimleri cumhurbaşkanlığı seçimlerinin “üçüncü turu” olarak adlandırarak dikkatleri meclis seçimlerine çevirdi.19
Kendisini Macron’un gündemini engelleyebilecek bir başbakan adayı olarak konumlandıran Mélenchon, Haziran ayındaki yasama seçimlerinde aday olmak için yeni bir koalisyon oluşturdu.20 Sosyalist Parti, ayrıca “Europe Écologie Les Verts” (Avrupa Ekolojisi: Yeşiller) ve “Parti Communiste Français”i (Fransa Komünist Partisi) de içeren Yeni Ekolojik ve Sosyal Birlik adındaki bu oluşumda yer alıyor. Bununla birlikte bazı radikal solcular, Mélenchon’un sağdan oy alabilmek için verdiği tavizlere işaret ederek, koalisyonun inşa sürecine dair endişelerini dile getirdiler. Bu yazının yazıldığı sırada, sol partiler bu ittifaklar etrafında pozisyon almak için birbirleriyle yarışır durumdaydılar.
Macron da bu sırada partisini “Rönesans” olarak adlandırıp tüm müttefiklerini, siyasi projelerini bir kez daha başlatmaya çağırdı. Macron’un zaferinden hemen sonra en sağda konumlanmış olan Zemmour, Haziran seçimlerinde daha fazla sandalye kazanabilmek için “yurtseverlere” birleşme çağrısı yaptı, ancak daha sonra Reconquête’nin (Yeniden Fetih) 577 seçim bölgesinin 550’sinde yer alacağını açıkladı. Seçimlerde Zemmour’u destekleyen Maréchal, kesin sonuçların açıklanmasının hemen ardından RN ve Yeniden Fetih koalisyonuna destek verdiğini gösteren bir tweet paylaştı; “Bu akşam tüm yurtseverler büyük bir hayal kırıklığı yaşadı, ancak Macron’u yasama gücüne ulaşmaktan alıkoyma şansına da hâlâ sahibiz. Milletvekilliği seçimlerinde büyük bir ulusal ittifak kurmalıyız!”21 Financial Times, güçlerini birleştirmeleri halinde Zemmour ve Le Pen’in yaratabileceği etkinin altını çiziyordu:
İşbirliği yapmaları taktiksel bir avantaj sağlar. Harris Interactive’e göre, RN tek başına devam ederse 75 sandalye kazanabilecek, ancak seçime birlikte girerlerse en az 117 sandalye kazanmış olacaklar ki bu da onları, oyların çoğunluğunu alması beklenen Macron karşısındaki en güçlü muhalefet grubu haline getirir.22
Bununla birlikte, başkanlık seçiminden önce Zemmour’a katılmak için RN’den ayrılanlara duyulan öfke, bu yönde bir resmi anlaşma sağlanmasının önünde büyük bir engel olarak yükseliyor.
Şimdiye dek Le Pen, Zemmour ile birleşme baskısına direnecek kadar güçlü bir konumda olduğunu düşünüyordu. Birleşmek yerine, Cumhuriyetçi Parti seçmenlerine ve diğer muhafazakarlara ulaşabilmeyi istiyor. Zemmour ile ittifak yapmak bunu tehlikeye atabileceği gibi, yıkıcı mirasını da diriltmesiyle sonuçlanabilir. Zemmour’a katılmak için RN’den ayrılan partililere “sadece gidiş bileti” kesildiğini ve “dönüşü olmayan bir yola girdiklerini” dile getiren ısrarcı bir tutum sergiliyor. O’nu Zemmour’dan ayıran şeyin tam olarak ne olduğunu netleştirmek için de Zemmour’un, Macron’un işçilere yönelik saldırılarını destekleme istekliliğini kullanıyor; “Zemmour’un, 65 yaşında emekli olabilmek için Macron lehine oy kullanacak milletvekillerinin seçilmesine katkıda bulunursam, kendi seçmenlerime ihanet etmiş olurum.”23
RN, Haziran seçimlerine 569 adayla katılıyor. 15 sandalye gibi mütevazı bir hedef ilan ettiler ancak bu bile şu anda sahip olduklarının iki katı. 15 sandalyelik baraj, partiye sağlayacağı tüm meclis imkanlarının ötesinde, mecliste bir grup kurma hakkı vereceği için de kritik önem taşıyor. Çünkü bu, özellikle de RN gibi büyük borçları olan bir parti için, nihayet devlet finansmanına kavuşma anlamına geliyor.24
Sonuç
Fransa’da yükselen faşizmin tehlike sinyalleri her yerden görülebiliyor. Bu durum, sosyalistler için yeni mücadeleler, yeni zorluklar anlamına gelir. Faşizme karşı mücadelenin birkaç cephede birden verilmesi gerekiyor. Daha da önemlisi, sosyalistlerin her alanda İslamofobiye karşı tavizsiz ve ilkeli bir muhalefet yapmalarının da gerekiyor olmasıdır. Geçmişte Müslümanları hedef alan bu ırkçılığa verilen tavizler Le Pen’in güçlenmesine yol açıp solu zayıflattı.
Seçime gidilirken sosyalist bir gündem oluşturmak, Mélenchon’un kampanyasının gösterdiği gibi, aşırı sağın ırkçı anlatısına karşı güçlü bir panzehir sunmak anlamına gelir. Ancak, soldaki partilerin siyasi anlamda yeniden örgütlenmeleri ve propaganda yöntemleri nasıl olursa olsun, bunun salt seçim projesi gibi görülmesi, faşistlerin ve aşırı sağın yükselişini durduramaz. Ekonomik krizin giderek derinleştiği bu günlerde, Macron’un başkanlığının ilk beş yılında Fransa’da patlak veren mücadelelerin üzerine yeni bir direniş inşa edilmesi de gerekiyor. Bu kampanyanın ofislerde, fabrikalarda, üniversitelerde ve okullarda ama daha da önemlisi, yükselen ırkçılığa ve polis vahşetine maruz kalan büyük şehir banliyölerindeki işçi sınıfını da hedef alacak şekilde yürütülmesi önemlidir.25 Diğer taraftan, Fransa’da yaşanan radikal mücadelelerin birbirini izleyen dalgaları, aşırı sağın uzun vadeli büyümesini durdurmak için yeterli olamadı.
Yaklaşan seçimler için en acil ve kritik görev, Le Pen ve Zemmour’un bu seçimlerden mümkün olduğunca az oy ve sandalyeyle çıkmalarını garantilemek olmalıdır. Ancak asıl görülmesi gerekense, faşizme karşı mücadelenin kalıcı bir birleşik cephe inşasıyla başarıya ulaşabileceği gerçeğidir. Sadece seçimleri hedef alan politikalar ve eylemler, faşizmle mücadele için yeterli değildir. Troçki’nin 1930’larda Almanya ile ilgili olarak “birleşik solun toplam oyunun Nazilerden daha fazla olduğu bir devirde, sosyalistler de sokaklarda faşistlere karşı birleşik bir muhalefet inşa etmek zorundalar” tespitinden hareketle, faşistlere karşı birleşik cephe kurma ihtiyacı bugün Fransa için de geçerlidir. Hatta zamana karşı yarışıyoruz.
Çeviren: TN
Dipnotlar:
1 Orr, 2022.
2 Abboud, 2022a.
3 3 Orr, 2020a.
4 Henley, 2022.
5 France24, 2022.
6 Orr, 2022.
7 Ekonomist, 2021.
8 Orr, 2020b; Orr, 2022.
9 Fourquet, 2022.
10 Nolsoe ve Hollowood, 2022.
11 Henley, 2022.
12 Akrimi, 2022.
13 Tower ve Gelix, 2022.
14 France24, 2022.
15 Orr, 2020a; Or, 2019.
16 Caulcutt, 2022.
17 Conradi, 2022.
18 Michelon, 2022.
19 Bu analiz, 12 ve 19 Haziran 2022’deki iki tur yasama seçimlerinden önce yapılmıştır.
20 Başbakan, seçilmek yerine cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.
21 Ali, 2022.
22 Abboud, 2022b.
23 Basso, 2022.
24 Brunet, 2022.
25 Banliyöler, Fransız şehirlerinin, büyük oranda göçmen nüfusa sahip olup genellikle orantısız bir şekilde gelişmiş en yoksul mahalleleridir.
KAYNAKÇA
Abboud, Leila, 2022a, “Marine Le Pen Vows to Stick Around Despite Third Failed Presidential Bid”, Financial Times (25 Nisan).
Abboud, Leila, 2022b, “Logic Threatens to Take a Back Seat to Revenge on France’s Far Right”, Financial Times (28 Nisan).
Akrimi, Yasmine, 2022, “Why the French Presidential Elections are a Warning to European Democracies”, Brussels International Center, www.bic-rhr.com/research/why-french-presidential-elections-are-warning-european-democracies
Ali, Taz, 2022, “Marine Le Pen’s Niece Could Become New French Nationalist Figurehead in ‘Battle of the Far-right’”, inews (25 Nisan), https://inews.co.uk/news/world/marine-le-pen-niece-family-dynasty-rival-party-1593086
Basso, Davide, 2022, “Le Pen Makes Her Comeback by Roasting Mélenchon”, Euractive (12 Mayıs), www.euractiv.com/section/ elections/news/le-pen-makes-her-comeback-by-roasting-melenchon
Brunet, Romain, 2022, “French Far-right Rivals Le Pen, Zemmour Settle Scores after Bitter Presidential Race”, France24 (29 Nisan), www.france24.com/en/europe/20220429-france-s-far-right-figures-le-pen-zemmour-settle-scores-after-bitter-presidential-campaign-rivalry
Caulcutt, Clea, 2022, “Headscarf Ban Dogs Le Pen’s Bid for the French Presidency”, Politico (18 Nisan), www.politico.eu/article/ marine-le-pen-headscarf-france-presidential-campaign-elections
Conradi, Peter, 2022, “Glorying in his Daughter’s Success, Le Pen Sr Spies Victory for the Far Right in France”, Sunday Times (1 Mayıs).
Economist, 2021, “Far-right Ideas are Gaining a Renewed Respectability in France” (20 Kasım 2021).
Fourquet, Jérôme, 2022, “What the Presidential Election Really Revealed about Fractured France”, Guardian (28 Nisan), www. theguardian.com/world/commentisfree/2022/apr/28/france-election-divide-campaign-split
France24, 2022, “Five Takeaways from France’s Presidential Vote”, (25 Nisan), www.france24.com/en/europe/20220425-five-takeaways-from-france-s-presidential-vote
Henley, Jon, 2022, “France Divided: What Does Fractured Vote Mean for Macron’s Second Term?”, Guardian (25 Nisan), www. theguardian.com/world/2022/apr/25/france-divided-what-does-fractured-vote-mean-for-macron-second-term
Michelon, Vincent, 2022, “Au 2nd tour, pour qui ont voté les électeurs de Mélenchon, Jadot, Zemmour et Pécresse ?”, TFIInfo (25 Nisan).
Nolsoe, Eir, and Ella Hollowood, 2022, “Emmanuel Macron’s Election Victory over Marine Le Pen in Charts”, Financial Times (25 Nisan).
Orr, Judith, 2019, “Women and the Far Right”, International Socialism 163 (yaz), http://isj.org.uk/women-and-the-far-right
Orr, Judith, 2020a, “The Many Faces of Marine Le Pen”, International Socialism 168 (sonbahar), http://isj.org.uk/many-faces-ofmarine-le-pen
Orr, Judith, 2020b, “France, Islamophobia and the Right: An Update”, International Socialism 168 (sonbahar), https://isj.org.uk/ france-islamophobia-update
Orr, Judith, 2022, “A Race to the Right: Éric Zemmour, Marine Le Pen and France’s Presidential Election”, International Socialism 174 (ilkbahar), https://isj.org.uk/a-race-to-the-right
Tower, Kimberly, and Camille Gélix, 2022, “How Marine Le Pen Managed to Gain Ground with Youth Voters”, The Conversation (3 Mayıs), https://tinyurl.com/yc6epmch